Langdon resimden gözünü ayırmıyordu. Duyduğu dehşete şimdi bir de korku eklenmişti. Dehşet verici ve son derece garip fotoğraf, huzurunu bozan bir deja vu hissi veriyordu. Bir yıl kadar önce Langdon'ın eline bir cesedin fotoğrafı gelmiş ve kendisinden benzeri bir yardım istenmişti. Yirmi dört saat sonra, Vatikan şehrinde neredeyse hayatını kaybediyordu. Bu fotoğraf tamamıyla farklıydı ama yine de senaryodaki bir şey rahatsızlık verecek derecede tanıdık geliyordu.
Diğer Dan Brown Sözleri ve Alıntıları
- "Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır."
- Daha fazla zamana nasıl da ihtiyacım var.. ama zaman, geniş servetimin bile satın alamayacağı bir şey.
- Ardımda bıraktığım hediyeyi insanlığın anlaması için dua ediyorum.
Hediyem, gelecektir.
Hediyem, kurtuluştur.
Hediyem, cehennemdir. - BURADA BU TARİHTE BÜTÜN DÜNYA SONSUZA DEK DEĞİŞTİ.
Plakanın üstünde bir isim ve bir tarih yazıyordu.
İsim müşterilerine aitti.
Tarih... ertesi gündü. - Geçmişte verdiğimiz kararlar geleceğimizin mimarıdır.
- Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion'unda
ve kulağını yere daya,
dinle suyun şırıltısını.
Batık sarayın derinliklerine in,
orada, karanlığın içinde bekler khthonik canavar
kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün
ki yansıtmaz yıldızları... - Ben Gölge'yim.
Acılar kentinden kaçarım.
Sonsuz kederin içinden uçarım.
Arno Nehri kıyılarında nefes nefese sürünüyorum... Via dei Castellani'ye doğru sola dönüyor, kuzeye yöneliyor, Uffizi'nin gölgelerinde koşturuyorum.
Hala peşimden geliyorlar.
Şimdi, tükenmez bir kararlılıkla avlanırken ayak sesleri daha da yükseliyor.
Yıllarca peşimi bırakmadılar. Onların bu ısrarcılığı, yeraltında kalmama... arafta yaşamama... bir yeraltı canavarı gibi toprağın altında çabalamama sebep oldu.
Ben Gölge'yim. - Sizi cahiller! Geleceği görmüyor musunuz? Yaratımın ihtişamını anlamıyor musunuz? Peki ya gerekliliğini?
- ''Bir fikrin geniş kitleler tarafından kabul edilmesi, onun gerçekliğinin ispatı değildir.''
- Daha fazla zamana nasıl da ihtiyacım var.. ama zaman, geniş servetimin bile satın alamayacağı bir şey.