Köyde yazda yaylayan, gece dışarda kalan koyunları sağmaya giden kızlara ?Berci kız? denirdi. Koyunların sütünü toplayıp köye getirmeleri kıymetli bir iş olarak görülürdü. Bir kızın terbiyesi süt toplamaya gidip gelirkenki haliyle tavrıyla ölçülürdü. Bercilik eden kızlar saçları sıvazlanarak ?Berci kızım!? diye sevilirdi. Çiçektepe?de yalnızca çöp ayıklayan, çöp toplayan kızlara bu sıfat layık görüldü. Ancak böyle kızlar ?Berci kızım!? diye sevildi, övüldü. Bir kızın Çiçektepe?de terbiyesi çöp toplayıp toplamadığıyla, çöp toplamaya gidip gelirkenki haliyle tavrıyla ölçüldü.
Diğer Latife Tekin Sözleri ve Alıntıları
- ..insanın dünyada kalbinde bir aşkla yapayalnız dolaşması çok zor. s.113
- ..insanın dünyada kalbinde bir aşkla yapayalnız dolaşması çok zor. s.113
- "... Huvat, onun annesinin ruhunun ardından aklını uçuracağına dair bir yeminle parmağını ıslatıp duvara çaldı. Dirmit dişlerini sıkıp hırsla duvardaki ıslaklığa baktı. Baktığı yerde kıpkırmızı bir karanfil açtı. Dirmit bir şüpheyle gözlerini kırptı. Yavaşça yerinden kalktı,kırmızı karanfili duvardan alıp göğsüne taktı."
- "... Huvat, onun annesinin ruhunun ardından aklını uçuracağına dair bir yeminle parmağını ıslatıp duvara çaldı. Dirmit dişlerini sıkıp hırsla duvardaki ıslaklığa baktı. Baktığı yerde kıpkırmızı bir karanfil açtı. Dirmit bir şüpheyle gözlerini kırptı. Yavaşça yerinden kalktı,kırmızı karanfili duvardan alıp göğsüne taktı."
- "... Huvat, onun annesinin ruhunun ardından aklını uçuracağına dair bir yeminle parmağını ıslatıp duvara çaldı. Dirmit dişlerini sıkıp hırsla duvardaki ıslaklığa baktı. Baktığı yerde kıpkırmızı bir karanfil açtı. Dirmit bir şüpheyle gözlerini kırptı. Yavaşça yerinden kalktı,kırmızı karanfili duvardan alıp göğsüne taktı."
- Dirmit annesinin gözünden kendisini uzak tutması için Tanrı'ya olmadık diller döktüyse de duaları tutmadı. Daha beter iğne olup Atiye'nin gözüne batmaya başladı.
- Kar uzun uzun düşündü. Gökyüzünden her pul pul olup dökülmesinde, neden eriyip gittiğini, tuttuğu yerden neden çok geçmeden su olup aktığını anlatmaya başladı. Dirmit kutu kutu evlerin damında tutan karın, insanların acılarına dayanamayıp eridiğini öğrenince şaşırdı.
- Sonra gözlerini açıp ruhunu uçurdu. Ama ruhunun uçup gittiğini unuttu. Cenazesine gelenleri saymaya kalktı. Başını «Küt!» diye tabutun kapağına çarptı, öldüğünü hatırlayıp kederlendi.
- Niçin bu kadar bağlıyım geçmiş zamana? De ki: Hayatının boşluğa savrulan yüzünden öyle çok nefret ediyorsun ki, seni mutsuz eden bu yüze yıllarca bakmak, ellerinle kavramak ve anlamak istiyorsun.
- Unutacak kadar eskide ve galibada kaldı hepsi.