Kronik acılaşma vakalarında, söz konusu kişi hastalığını haftada yalnız bir kez hisseder, pazar günleri öğleden sonraları. O durumda tek düze bir işle oyalanamadığından, belirtiler ortaya çıkar. Bir türlü geçmek bilmeyen o sakin öğle sonları cehennemden farksızdır, kişi huzur yerine derin ve kesintisiz bir sinirlilik içinde olduğundan hayatında bazı şeylerin hiç de doğru düzgün gitmediğini fark eder. Derken, pazartesi günü gelir ve acılaşmış kişi, bir gün önceki sıkıntısını unutur ama hiçbir zaman doğru dürüst dinlenecek vakti olmadığından, hafta sonlarının çok çabuk geçtiğinden şikayet etmekten geri durmaz.
Diğer Paulo Coelho Sözleri ve Alıntıları
- Kelimelerin kötü yanı, kendimizi başkalarına anlatabileceğimiz ve başkalarının söylediklerini anlayabileceğimiz hissini uyandırmalarıdır. Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz.
- Kimin her şeye gücü yeter, bilir misiniz? Çocukların. Çocuk güvensizliği, korkuyu bilmez, kendi gücüne inanır ve tuttuğunu koparır.
- Sevmek rehber kitaplarla, yazmak kurslarla öğrenilmez. Gidip başka yazarlarla tanış demiyorum, farklı yetenekleri olan insanları bulsan yeter. Yazmak, neşe ve coşkuyla yapılan herhangi bir işten hiç farklı değildir.
- Etrafınızda neyin iyi, neyin kötü olduğuna fazla kafa yorarsanız kendi ruhunuzu ihmal edersiniz, başkalarını yargılamak için harcadığınız enerji sizi tüketip yere serer.
- "İçimde şüpheler var. Çoğu inançla ilgili."
"Ne güzel işte. İnsanı ileriye götüren de şüpheleridir." - Genellikle ölüm insanı hayata karşı daha dikkatli olmaya zorlar.
- Vaha'nın palmiyeleri ufukta görünmüşken susuzluktan ölmek.
- Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle.
- İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.
- Geleceği nasıl seziyorum? Şimdinin işaretleri sayesinde. Gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. Ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır.