Kafka'da romanın orasına burasına sanki rastgele serpiştirilmiş bir sözden, arınmaya işaret eden bir kelimeden, İyi'nin bir imasından fazla bir şey görülmez; hele Dava'da, güneş tutulmasındaki karanlığa tıpatıp benzeyen bu yapıtta. Ama yine de böylesi sözcük ve imalar Dava'da da vardır ve kulakları hassas kişiler işitebilir bunları.
Diğer Max Brod Sözleri ve Alıntıları
- Kafka'nın yapıtlarında yalnızca böyle umutsuzluk taşan yerler yoktur, Kafka yalnızca koyu bir karamsarlık yazarı değildir, Kafka'da umut yolları, kurtuluş yolları da vardır ve bunlar, kendilerini seyrek açığa vurdukları ölçüde incelik ve içtenlik dolu bir çekicilik kazanır.
- Kafka'da her zaman kaybeden'i, salt kaybeden'i görmek isteyerek işi «müthiş derecede» basite indirgeyen kimselerin karşısındayım.
- Ama Kafka için karakteristik bir şey varsa, ona zorla kendisini kabul ettirmeye çalışan bu cehennemsi eksi değerler dünyasında eğleşmeyi düşünmemesi, bütün gücüyle bu dünyadan dışarı çıkmaya uğraşmasıdır. Hatta Kafka'nın yöneldiği yönü, adeta onun kendi sözleriyle anlatmak mümkündür: «Benim demirleyeceğim yer burası değil.»
- Her şeyi uzlaştırıcı ışık altında görmekte pek aceleci davranan bir yazar, umut ve esenlik vadeden sözleriyle hemen okuyucunun karşısına çıkar çoğu kez, ?bu konuda hiç de gereği kadar tutumlu davranmaz. Fazla kutsanmışlık, kahramanı Staretz (Karamazof Kardeşler) dolayısıyla Dostoyevski'nin de gözünden pek kaçmamış bir tehlikedir. Bu bakımdan Kafka daha katı bir tutum sergiler, «umuyorum» dediği zaman kesinlikle düpedüz gerçek ve denenmiş bir umut söz konusudur.
- Kafka'nın günlüğüne düştüğü, kendi kendisi için uyarı oluşturan bir notta somut olarak dile getirilir bu: «Köy Hekimi gibi çalışmalar bir süre beni memnun bırakabilir... ama ancak dünyayı Temiz'in, Gerçek'in, ve Değişmez'in aşamasına yüceltebildiğim zaman mutlu olabilirim.» Kafka'yı yorumlamaya kalkan hiç kimsenin böylesine kesin bir saptamayı aslında göz ardı etmemesi gerekir. Hani bundan böyle Kafka'ya, dünyaya kucak açan olumlu istekler açısından bakılması gerektiği gibi bir savı öne sürmek niyetinde değilim. Çünkü saçma olur böyle bir şey. Ama Kafka'nın dünyasını tanımlarken bütün güçlerini sefalet çığlıkları ve aşırı çaresizlik durumları arasında dolaşarak harcamamalarını da, Kafka yorumcularından haklı olarak bekleyebiliriz sanırım.
- Dostlarına ve bayanlara, en başta Minze'ye yazdığı mektuplar, yapıtları dışında Kafka'dan bize kalan, bir sanatçının kişiliğine ilişkin en en zengin açıklamaları içeren ve İnsani bakımdan alabildiğine duygulandırıcı belgelerdir. Özellikle Minze'ye yollanan mektuplar, yanlış varsayımlara dayanılarak yaratılan ?dekadan yazar Kafka efsanesi'nin en azından bir bölümünü yok edemiyorsa, bunda bir bit yeniği var demektir. Kafka, söz konusu mektuplarda asla çaresizlik içinde biri değil, yaşama söz geçirip onu kendi belirlediği yönde biçimlendirmeye girişebilen bir kişi kimliğiyle karşımıza çıkar.
- Olurundan fazla alçakgönüllü dostum Kafka, kendi kendisine «evet» diyemeyen biriydi; Şato'da ise kendini onayladığına ilişkin alabildiğine güçlü başlangıçlar bulunuyor; hastalık, bitkinlik ve ölüm Kafka'daki yükselişin sürüp gitmesini önlemeseydi (bir kez, bütün romanda ancak bir kez inayet eli uzanır K.'ya ve K. bu eli uzatan şato memuru Bürgel'in önünde bilmecemsi bir şekilde uyuyakalır), belki de bu başlangıçlar filizlenip yeşererek daha başka sanat yapıtları ya da kutsal bir yaşayışın son derece önemli anıtları halinde kendini açığa vuracaktı.
- Kafka'da romanın orasına burasına sanki rastgele serpiştirilmiş bir sözden, arınmaya işaret eden bir kelimeden, İyi'nin bir imasından fazla bir şey görülmez; hele Dava'da, güneş tutulmasındaki karanlığa tıpatıp benzeyen bu yapıtta. Ama yine de böylesi sözcük ve imalar Dava'da da vardır ve kulakları hassas kişiler işitebilir bunları.
- Kafka'nın yapıtlarındaki en ürkünç tip, bir olumsuzluk-inkarnasyonudur; Kafka'nın sevgiyle kucakladığı kişi, çevresi bir yığın çocukla sarılmış ataerkil aile babasıdır; bir olumsuzluk yazarı için tuhaf değil mi!
- Gerektiğinden fazla sivri bir söz, sanatçının yarattığı o kılı kılına dengeyi bozmaya yetiyor. Ama yine de şu noktayı saptayabiliyoruz: Kafka bir çaresizlik ve yılgınlıktan başka şey tanımayan, yapıtları kendi kendini yok edişten ve dünya düzeninin çözülüp dağılışından başka bir şey olmayan o yüksek yetenekli yazarlar kalabalığından yalnız özdeyişleriyle ayrılmıyor, yukarıya doğru bir dizi izleyen romanlarıyla da insan soyunun öğretmenleri arasında yer alıyor.