Jolie?ye gerçekten kızıyordum galiba; ışıltılı Hollywood dünyasından gelip kamplara bir saat uğramak, orada kalanların acılarını artırmaktan başka ne işe yarayabilirdi ki. Görüşme fırsatı bulabilseydim, bu insanların hepsi sizin politikalarınız yüzünden burada derdim ona, daha doğrusu sizin değil de devletlerinizin, ne hakkınız vardı savaş uçaklarınızla, askerlerinizle, uçak gemilerinizle okyanus aşarak bu insanların ülkesini yakıp yıkmaya, zaten kanayan Ortadoğu topraklarını daha da kanatmaya, kitle imha silahları var yalanlarıyla dünyayı kandırarak, milyonlarca insanın evini başına yıkmaya, bizim topraklarımızı terör belasına boğmaya! BM bunun için mi kuruldu? Kadıncağız bütün bunlardan sorumlu değildi elbette, politikaları o saptamıyordu ama acılarını hafifletmek için geldiğin insanların ızdırabını daha da çok artırdığını da fark etmiyordu. Paçavralar içindeki aç, üşümüş, umutsuz mülteciler, aralarındaki uçurumu görüyordu. Başka bir hayatın mümkün olduğunu hatırlatan bu simge, daha fazla umutsuzluğa düşmelerinden, daha fazla acı çekmelerinden başka bir işe yaramıyordu. Çünkü o özel uçağına binerek pırıltılı hayatına uçarken, mülteciler çadırdaki sobadan zehirlenen çocuklarını çamurlu toprağa gömmeye devam ediyorlardı.
Diğer Zülfü Livaneli Sözleri ve Alıntıları
- - Güzel bir şeye bakınca ağlar mı insan?
"Ağlarmış demek ki" dedim. "Buna güzellik mi diyeceğiz, başka bir şey mi bilmiyorum ama bu kadarı insan yüreğine ağır geliyor, kaldıramıyorsun. Ona bakarken Mevlana'nın sizeleri gelmişti aklıma: Bu aşka ilahi diyemem korkarım / İnsani diyemem utanırım." - ?' Bir gün dediklerimi değil,demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma!Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar mı zor? İlle de,ben bu hayattan bıktım,türünde sözler mi etmeliyim? İşim çok dediğimde,bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri...Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz sarıl bana dedikten sonra,sarılmanın ne anlamı kalır! Olmayacak duaya amin deme duygusunu yaşıyorum sürekli. ?'
- ?' İstanbul vefasız bir sevgiliye benzer. ?'
Bu sözün altında derin bir acı olduğunu hissettim. Ama herhangi bir şey söylemedim. Çünkü etrafını seyrederken,sanki benimle değil de kendi kendine konuşur gibi söylemişti.Kısa bir sessizlikten sonra sözüne devam etti :
? Sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin. ?' - ?' Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına,ama unutma ki iyilik yapmak isteyenlerde çıkacak.Kimi insanın yüreği karanlık,kiminin ki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! DÜNYANIN KÖTÜLERLE DOLU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜP KÜSME,HERKESİN İYİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜP HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA!.. ?'
- Bilgi ne garip bir şeydir. Şişede hapsedilmiş bir cin gibi yıllarca duruyor, senin gelip kapağını açacağın günü bekliyordu.
- İstanbul vefasız bir sevgiliye benzer. ?'
Bu sözün altında derin bir acı olduğunu hissettim. Ama herhangi bir şey söylemedim. Çünkü etrafını seyrederken,sanki benimle değil de kendi kendine konuşur gibi söylemişti.Kısa bir sessizlikten sonra sözüne devam etti :
? Sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin. ?' - İnsan soyu zayıf, kırılgan, ölümlü, her tür hastalığa, kazaya, acıya açık ama kendini avutarak yaşıyor, bunları unutuyor. İşte anahtar kelime bu; hayatın özü büyük sırrı; olmazsa olmazı; unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez.
- Hikayeler nerde başlar, gerçek nerede biter?
- İnsanın en kötü yalanı kendine karşı olanıdır.
Aşkın gözü kapalı uçurum keenarında yürümek olduğunu bilen biri aşık olur mu hiç?
Bilen insan bilmiyormuş gibi yaşayamaz. - Ey benim şahım; hayatımı bağışladın ama
karşılığında hikâyelerimi çaldın benden.
Oysa ben sadece hikâyelerde yaşayabilirdim.
Şimdi onlar tükendi ve benim hikâyem de sona erdi.