İnsan oğlu zavallı bir mahlûk vesselâm! Bu dünya pazarına neyi aradığını, niçin salıverildiğini bilmeden gönderilen bir gurbet düşkünü için bu şenlik yakışır mı? Acaba biz kendimiz buraya gelmeklikten maksut olan netîceyi hâsıl etmiş miyiz ki, aynı gurbet diyârına ayak basan bir başka yolcuyu el çırparak, sevinerek karşılarız? Sonra, evet sonra da, bir son yıkanış mukadder olan aynı yolcuyu uğurlarken, sanki bu diyâra gelen bir daha gitmezmiş gibi, arkasından saçımızı başımızı yolarız!.. (62)
Diğer Samiha Ayverdi Sözleri ve Alıntıları
- Biz insanlar çok defa, koşa koşa gittiğimiz bir yolda, elimizden, kolumuzdan, boynumuzdan, haberimiz olmadan düşen kıymetli bir mücevheri aramak için geri dönen şaşkın yolcuya benzeriz.
- Rüzgarla şuraya buraya sıkışan tohum gibi, kaderin buyruğu rüzgarı da hakikat ve aşk tohumu için hangi semti intihap etmişse, onu orada yeşertir ve inkişafına kimse mani olamaz.
- Kayıkçının uzaklara dalan siyah, duru gözleri, dağılmış hatıraları bir mıknatıs gibi topluyordu.
- Biz insanlar çok defa, koşa koşa gittiğimiz bir yolda, elimizden, kolumuzdan, boynumuzdan, haberimiz olmadan düşen kıymetli bir mücevheri aramak için geri dönen şaşkın yolcuya benzeriz.
- Rüzgarla şuraya buraya sıkışan tohum gibi, kaderin buyruğu rüzgarı da hakikat ve aşk tohumu için hangi semti intihap etmişse, onu orada yeşertir ve inkişafına kimse mani olamaz.
- Kayıkçının uzaklara dalan siyah, duru gözleri, dağılmış hatıraları bir mıknatıs gibi topluyordu.
- Akıl hakikate perdedir. Eğer bu manalar, okumak ve bellenmekle elde edilebilseydi, alemin hali değişir bir başka halde dönerdi.
Bil ki herşey insana fedadır, insan da kendisine...
Lazım olan gönüle, gönül sahibine yar olmaktır.
Bütün alem bir kişidir.
İnsan kendini bildi mi, herşeyi bildi demektir. - Zaman kalburu işini bilir.
Kendisine tevdi olunan her kıymeti, bıkıp usanmadan aheste aheste eler durur.
Düşene dur demez, kalanı da silkip atar.
Dökülen dökülür, kalan kalır... - "Vaktiyle çarkı çeviren çevirmişti. Hâlâ dönmekte devam ediyorsa o eski hızın bereketiyle dönüyordu." [s. 55]
- "Vaktiyle çarkı çeviren çevirmişti. Hâlâ dönmekte devam ediyorsa o eski hızın bereketiyle dönüyordu." [s. 55]