Her ümidi kaybetmiş olabilirsin... Bütün dünya seni terketmiş, sana düşman kesilmiş olabilir. O şartlar içinde dahi vazifen ümitsizliğe düşmemektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki kandadır....
Diğer Reşat Nuri Güntekin Sözleri ve Alıntıları
Kamran,ben seni sevmesini senden ayrıldıktan sonra öğrendim.Hatta yaptığım tecrübelerle,başkalarını sevmekle sanma sakın.Gönlümün içindeki derin,hazin,ümitsiz hayalini sevmekle.
Kamran,ben seni sevmesini senden ayrıldıktan sonra öğrendim.Hatta yaptığım tecrübelerle,başkalarını sevmekle sanma sakın.Gönlümün içindeki derin,hazin,ümitsiz hayalini sevmekle.
İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.
İhtimal kırk sene, elli sene yaşayacağım. İhtimal daha elli yaş bu hazin muzafferiyetin hazin yıldönümünü görmek lazım gelecek. Hayat, ne uzun yarabbi, ne uzun?
İhtimal, Munise bile bana kalmayacak.
Saçlarıma yavaş yavaş aklar düşecek.
Ümit edeyim, tahammül edeyim, güzel. Ben buna razıyım, fakat niçin, neyi beklemek için?
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.
Kamran,ben seni sevmesini senden ayrıldıktan sonra öğrendim.Hatta yaptığım tecrübelerle,başkalarını sevmekle sanma sakın.Gönlümün içindeki derin,hazin,ümitsiz hayalini sevmekle.
Kamran,ben seni sevmesini senden ayrıldıktan sonra öğrendim.Hatta yaptığım tecrübelerle,başkalarını sevmekle sanma sakın.Gönlümün içindeki derin,hazin,ümitsiz hayalini sevmekle.
İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.
İhtimal kırk sene, elli sene yaşayacağım. İhtimal daha elli yaş bu hazin muzafferiyetin hazin yıldönümünü görmek lazım gelecek. Hayat, ne uzun yarabbi, ne uzun?
İhtimal, Munise bile bana kalmayacak.
Saçlarıma yavaş yavaş aklar düşecek.
Ümit edeyim, tahammül edeyim, güzel. Ben buna razıyım, fakat niçin, neyi beklemek için?
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.
Rıfat Ilgaz
Henri Beyle Stendhal
Jean Baudrillard
Yılmaz Erdoğan
Truman Capote
Nihat Behram
Philippa Gregory
Sevgi Soysal
Rick Riordan
Pierre Rey