Hayvanların sadece uyarımlara karşılık veren makineler olduğu görüşü bana asla hitap etmemiştir. Öyle zayıf bir görüştür ki insan çürütmeye nereden başlayacağını bilemez. (...) Grandin, beyin hakkında daha fazla şey bilmek harika olmaz mı diye sormuş. Skinner: Beyin hakkında bir şey bilmemize gerek yok, bizde edimsel koşullanma var, diye cevap vermiş. Bu beni hayrete düşürdü; bir biliminsanı herhangi bir konuda bilgilenmeyi neden reddetsin ki? Bilginin her türlüsü iyi değil midir? Pek sevilen bir kuramı tehdit etmiyorsa tabii! Skinner da, daha pek çok biliminsanı gibi, kuramının yalanlanması korkusundan mı muzdaripti? (...) Sinirbilimin empati konusunda iki temel mesajı vardır. Birincisi insan ve hayvan duyguları arasında kesin bir ayrım olmadığıdır. İkincisi empatinin bedenden bedene geçtiğidir. Bir kadının koluna iğne batırırsanız, bunu sadece izleyen kocasının beynindeki acı merkezi harekete geçer. Beyni, iğne kendi koluna batmış gibi tepki verir. Ayna nöronlar, taklit ve duyguların bulaşıcılığı konusunda bildiklerimizin ışığında, empatinin bu beden kanalının muhtemelen primat türü kadar eski olduğu sonucuna varıyoruz, hatta ben daha da eski olduğunu düşünüyorum
Diğer Frans De Waal Sözleri ve Alıntıları
- Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir.
Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. - Bütün bildiklerimiz şunu gösteriyor ki bir hayvan ne kadar az sayıda yavru dünyaya getirirse onlara o kadar iyi bakar.
- İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikayelere, ritüllere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
- Bilimin yaptığı en iyi şey, fikirler arasında rekabeti ateşlemektir. Bilim bir nevi doğal seçilimi teşvik eder ve bunun sonucunda sadece en geçerli fikirler ayakta kalır ve ürer.
- Darwin'in de zamanında dikkat çektiği gibi, sadece insana has yegâne ifade yüz kızarmasıdır. Diğer primatlarda böyle ani bir kızarmaya hiç rastlamadım. İnsanların elinden gelen tek şeyin başkalarını sömürmek olduğunu düşünenler için yüz kızarması herhalde çok şaşırdıkları bir evrim muammasıdır.
- Şempanzeleri ya da bonoboları izlemenin bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebileceğine inanamıyorum, bence bilim de yapamaz bunu, ama doğayı tanımamız, nasıl ve neden birbirimize ilgi göstermeye ve ahlaki neticeler aramaya başladığımızı anlamamıza yardımcı olur. Hayatta kalmamız, başkalarıyla iyi ilişkiler içinde olmamıza, işbirliği yapan bir topluma bağlı olduğu için geliştirmişiz bu özellikleri.
- "Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız"
- Hem iyilik hem zalimlik, hem asalet hem bayağılık bir arada olabilir - bazen aynı insanda.
- Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal kurallarının olmadığına gerçekten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi? İnsanlar, topu topu bir iki bin yıl önce çıkan mevcut dinlerden çok önce, toplumlarının nasıl işlediğine kafa yormuş olmalı. Biyologlar bu kadar kısa süreleri hiç ciddiye almaz.
- Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim? Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi?