Hayal gücünün ve -miş gibi yapmanın primat akrabalarımız için söz konusu olmadığı anlamına gelmez bu. İnsanların yetiştirdiği maymunlardan Washoe'nun oyuncak bebeğini dikkatle yıkadığı, Viki'ninse hayali bir iple arkasından çeker gibi yaptığı hayali oyuncak bir yere takıldığında kurtardığı anlatılmıştır. Hiç gerekmediği halde, belki de kendini Maman gibi hayal ederek, yavruları şişeden besleyen bonobo dişisini daha önce anlatmıştım. Yabani şempanzelerde de, hayali yavrulara bakım yapıldığı gözlenmiştir. Richard Wrangham, altı yaşındaki genç Kakama'nın, küçük bir odun parçasını yanında taşıdığına ve yeni doğmuş bir bebek gibi kucakladığına şahit olmuştur. Kakama bu oyunu saatlerce oynayabiliyordu, hatta bir keresinde ağaçta bir yuva yapmış ve odunu içine yerleştirmişti. Saha araştırmacısı gördüklerinden bir sonuç çıkarmaya pek yanaşmamıştı ama bunun oyuncak bebekle oynayan genç bir erkek olduğunu kabul etmekten de kendini alamamıştı. Kakama belki de kardeş bekliyordu çünkü annesi o sırada hamileydi. Ben de aynı şekilde davranan, bir bez parçası ya da süpürgeyi şefkatle kucaklayan genç şempanzeler gördüm.
Diğer Frans De Waal Sözleri ve Alıntıları
- Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir.
Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. - Bütün bildiklerimiz şunu gösteriyor ki bir hayvan ne kadar az sayıda yavru dünyaya getirirse onlara o kadar iyi bakar.
- İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikayelere, ritüllere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
- Bilimin yaptığı en iyi şey, fikirler arasında rekabeti ateşlemektir. Bilim bir nevi doğal seçilimi teşvik eder ve bunun sonucunda sadece en geçerli fikirler ayakta kalır ve ürer.
- Darwin'in de zamanında dikkat çektiği gibi, sadece insana has yegâne ifade yüz kızarmasıdır. Diğer primatlarda böyle ani bir kızarmaya hiç rastlamadım. İnsanların elinden gelen tek şeyin başkalarını sömürmek olduğunu düşünenler için yüz kızarması herhalde çok şaşırdıkları bir evrim muammasıdır.
- Şempanzeleri ya da bonoboları izlemenin bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebileceğine inanamıyorum, bence bilim de yapamaz bunu, ama doğayı tanımamız, nasıl ve neden birbirimize ilgi göstermeye ve ahlaki neticeler aramaya başladığımızı anlamamıza yardımcı olur. Hayatta kalmamız, başkalarıyla iyi ilişkiler içinde olmamıza, işbirliği yapan bir topluma bağlı olduğu için geliştirmişiz bu özellikleri.
- "Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız"
- Hem iyilik hem zalimlik, hem asalet hem bayağılık bir arada olabilir - bazen aynı insanda.
- Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal kurallarının olmadığına gerçekten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi? İnsanlar, topu topu bir iki bin yıl önce çıkan mevcut dinlerden çok önce, toplumlarının nasıl işlediğine kafa yormuş olmalı. Biyologlar bu kadar kısa süreleri hiç ciddiye almaz.
- Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim? Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi?