Hasan, sen oğlum değil misin? Sen benim zürriyetimden olmadın mı Hasan? Kurtaramaz mısın babanı? İşte önümde yüzlerce kırmızı yılan, bunlar yılan değil, kanı yerde kalmış insanlar. Öldürülmüşler de öçleri alınmamış. Kırmızı yılan olaraktan hortlamışlar. Beni bunlara çoban yaptılar Zebaniler. Benim de kanım yerde kalırsa beni de böyle güttürecekler. Babanın bu haline nasıl dayanıyorsun Hasan? Oğlum değil misin? Acımıyor musun bana? Ben kırmızı bir yılan olup kıyamete kadar böyle sürünmeye layık mıyım Hasanım, yavrum.... Aaaah, yılanı öldürseler, yılanı öldürseler Hasan.... Aaah, Hasan. (SAYFA 92)
Diğer Yaşar Kemal Sözleri ve Alıntıları
- Abdi gitti; Hamza geldi...
- Üç günlük fani dünyada
Ölmeden gülen öğünsün
Beş vaktını da kazaya
Koymayıp kılan öğünsün
Deryalarda oynar kayık
Kimi sarhoş kimi ayık
Dünya fani insan konuk
Demlerin süren öğünsün
Metin Karac'oğlan metin
Yöğrük derler aşkın senin
İnsan insanın kıymetin
Sağlıkta bilen öğünsün - Nasıl alışsın, her yer başka başka, her yerin her insanı başka başka. Remzi Bey tanımadığı insandan, tanımadığı yerden korkardı. Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu düşmanlık mı düşündüğünü şöyle yüzüne bakınca, kim bilir? Tanışmadan, konuşup görüşmeden bir insan korkuludur, başka bir şeydir. Yani herhangi bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki işte o zaman insan insan olur. (...) Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir. Tehlikelerle doludur.
- ceviz ağacı çok değerlidir ama altında uyumayacaksın. gölgesi ağırdır. Bir de ceviz ağacının bir huyu vardır, budaklarından birisi oluşuken yakınında kim varsa ne varsa hemencecik budağın içine resmini nakşediverir. zamanla budakla birlikte resim de büyür.
- Bu köyden de çok çok kaçmak istiyordu... Ne yapacağını bilemiyordu. Bir şey biliyordu ki bu köyde kalmamalıydı. Ya da anası gitmeli bir yere. Anası, anası gitmeli. Herkes anasına düşman. İnsan bu düşmanlık içinde boğulur. Anasına olan düşmanlık kendine de geçiyor, boğulacak gibi oluyordu bu köyde...
- Abdi gitti; Hamza geldi...
- Üç günlük fani dünyada
Ölmeden gülen öğünsün
Beş vaktını da kazaya
Koymayıp kılan öğünsün
Deryalarda oynar kayık
Kimi sarhoş kimi ayık
Dünya fani insan konuk
Demlerin süren öğünsün
Metin Karac'oğlan metin
Yöğrük derler aşkın senin
İnsan insanın kıymetin
Sağlıkta bilen öğünsün - Nasıl alışsın, her yer başka başka, her yerin her insanı başka başka. Remzi Bey tanımadığı insandan, tanımadığı yerden korkardı. Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu düşmanlık mı düşündüğünü şöyle yüzüne bakınca, kim bilir? Tanışmadan, konuşup görüşmeden bir insan korkuludur, başka bir şeydir. Yani herhangi bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki işte o zaman insan insan olur. (...) Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir. Tehlikelerle doludur.
- ceviz ağacı çok değerlidir ama altında uyumayacaksın. gölgesi ağırdır. Bir de ceviz ağacının bir huyu vardır, budaklarından birisi oluşuken yakınında kim varsa ne varsa hemencecik budağın içine resmini nakşediverir. zamanla budakla birlikte resim de büyür.
- Bu köyden de çok çok kaçmak istiyordu... Ne yapacağını bilemiyordu. Bir şey biliyordu ki bu köyde kalmamalıydı. Ya da anası gitmeli bir yere. Anası, anası gitmeli. Herkes anasına düşman. İnsan bu düşmanlık içinde boğulur. Anasına olan düşmanlık kendine de geçiyor, boğulacak gibi oluyordu bu köyde...