Hangisini seçmeli? Ağırlığı mı, hafifliği mi? Parmenides aynı soruyu İÖ 6. yüzyılda atmıştı ortaya Dünyayı çifter çifter karşıtlıklara bölünmüş görüyordu: Aydınlık/karanlık, incelik/kabalık, sıcak/soğuk, varlik/yokluk. Karsitliklardan her birinin bir yarısını da olumsuz olarak nitelendiriyordu. Bu olumlu ve olumsuz kutuplastirmasini çocukça denecek kadar basit bulabiliriz. Yalnız bir sorun var: Hangisi olumlu; ağırlık mi, hafiflik mi? Parmenides şu karşılığı veriyordu: Hafiflik olumludur, ağırlık olumsuz. Doğru bilmiş miydi, bilememiş miydi? İş burada. Bir tek şundan emin olabiliriz; hafiflik/ağırlık karşıtlığı bütün karşılıkların en gizemlisi, en çift anlamlısidir.
Diğer Milan Kundera Sözleri ve Alıntıları
Yalnızlık: Bakışlardan kurtulmanın tatlı rahatlığı.
Güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar.
"Sein" sözcüğü Almancada iki anlama gelir.
"Var olmak" ve "onun olmak".
"Hepimiz unutmak için hızlanır, hatırlamak için yavaşlarız!"
''İnsanların yüzüne karşı gerçeği söylemekte ısrar edersen onları ciddiye alıyorsun demektir. Bu kadar önemsiz bir şeyi ciddiye almak ise insanın tüm ciddiyetini kaybetmesi demektir.''
Belki de sevemememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir.
canına bile kıyamazdı, çünkü ihanet olurdu bu, beklemeyi reddetmek, sabrını yitirmek anlamına gelirdi. s.9
''Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın bir yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın?''
"Ama insanlar birbirlerini sık sık görünce tanıdıklarını sanıyorlar"
Tanrı onları ortadan ikiye ayırıncaya kadar bütün insanlar hermafroditti, o zamandan beri bu yarılar birbirini arayarak dünyanın dört bir bucağında gezinip durdular. Aşk kaybettiğimiz yarıyı özleyişimizdir işte.
Alparslan Türkeş
Arthur Schopenhauer
Agatha Christie
Osman Nuri Topbaş
Cesare Pavese
Michel de Montaigne
Jeaniene Frost
Daniel Quinn
Nahid Sırrı Örik
Hüseyin Nihal Atsız