Freud dini, insan icadı ve sadece bir yanılsama gibi güçlü terimlerle saf dışı bıraksa da, tümüyle terk edilmesini tavsiye etmek istememişti. Kaygılarını dile getirmek için 'Bir Yanılsamanın Geleceği'nin sonlarına kadar beklemişti: Dini, Avrupa medeniyetinden çıkarmak isterseniz, bunu ancak yerine başka bir doktrinler sistemi koyarak yapabilirsiniz ve bu sistem, başlangıçtan itibaren dinin bütün psikolojik özelliklerini EDİNECEKTİR: Aynı kutsallığı, katılığı, hoşgörüsüzlüğü, kendini savunmak için düşünceyi yasaklamayı. Komünizm deneyi bütünüyle tanrısız bir toplum kurma teşebbüsü değil miydi ve Freud'un kehanetlerini harfiyen yerine getirmemiş miydi? Marşları, uygun adım yürüyüşleri, ant içmeleri, Küçük Kızıl Kitapları havada sallamalarıyla bu hareket basbayağı dini taklit ediyordu. Dogmatizm, katılık ve militan dinsizlik almış yürümüştü, yıllar geçtikçe iyice arttı. (...) Freud, Batı düşüncesindeki sonsuz bir sarkaç hareketine işaret etmişti; Karl Marx'ın deyimiyle halkın afyonu ve akıldışı ilan edilen dinle dalga geçmekle, onu hayatımızdan çıkardığımızda olacaklardan duyulan kaygı arasında gider gelir bu sarkaç. (...) Ancak şu anda kaçınılmaz olarak döngünün tırsma safhasına giriyoruz. Ateistlerin çağrısına uyup bu önemli parçamızı kesip atmayı başarsak bile, geri kalan Tanrı-büyüklüğünde boşluğu nasıl dolduracağız?
Diğer Frans De Waal Sözleri ve Alıntıları
- Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir.
Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. - Bütün bildiklerimiz şunu gösteriyor ki bir hayvan ne kadar az sayıda yavru dünyaya getirirse onlara o kadar iyi bakar.
- İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikayelere, ritüllere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
- Bilimin yaptığı en iyi şey, fikirler arasında rekabeti ateşlemektir. Bilim bir nevi doğal seçilimi teşvik eder ve bunun sonucunda sadece en geçerli fikirler ayakta kalır ve ürer.
- Darwin'in de zamanında dikkat çektiği gibi, sadece insana has yegâne ifade yüz kızarmasıdır. Diğer primatlarda böyle ani bir kızarmaya hiç rastlamadım. İnsanların elinden gelen tek şeyin başkalarını sömürmek olduğunu düşünenler için yüz kızarması herhalde çok şaşırdıkları bir evrim muammasıdır.
- Şempanzeleri ya da bonoboları izlemenin bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebileceğine inanamıyorum, bence bilim de yapamaz bunu, ama doğayı tanımamız, nasıl ve neden birbirimize ilgi göstermeye ve ahlaki neticeler aramaya başladığımızı anlamamıza yardımcı olur. Hayatta kalmamız, başkalarıyla iyi ilişkiler içinde olmamıza, işbirliği yapan bir topluma bağlı olduğu için geliştirmişiz bu özellikleri.
- "Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız"
- Hem iyilik hem zalimlik, hem asalet hem bayağılık bir arada olabilir - bazen aynı insanda.
- Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal kurallarının olmadığına gerçekten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi? İnsanlar, topu topu bir iki bin yıl önce çıkan mevcut dinlerden çok önce, toplumlarının nasıl işlediğine kafa yormuş olmalı. Biyologlar bu kadar kısa süreleri hiç ciddiye almaz.
- Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim? Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi?