Eşit emek miktarlarının her zaman ve her yerde işçiler için aynı değerde olmaları gerekir.Normal sağlık,güç ve etkinlik düzeylerinde ve varsayılan ortalama hüner derecesi ile bir işçi dinlenmesinden,özgürlüğünden ve mutluluğundan daima aynı oranda vazgeçmek durumundadır.
Diğer Karl Marx Sözleri ve Alıntıları
- Komünist işçiler bir araya geldiklerinde, kuram, propaganda vb. ilk amaçlarıdır. Ama aynı zamanda, bir araya gelmelerinin sonucu olarak, yeni bir gerekseme kazanırlar ve araç gibi görünen şey amaç olur. Fransız işçilerinin bir araya geldikleri yerlerde bu pratik süreci en yüce sonuçlarıyla görürsünüz. Sigara, içki içmek, yemek, vb. artık temas etme ya da bir araya gelme amaçları değildir. Arkadaşlık, birlikte olmak, konuşmak -ki bunların da amacı toplumdur- onlara yeter; insanların kardeşliği onlar için laf değildir, hayatın bir olgusudur ve onların çalışmayla sertleşmiş bedenlerinden insanın soyluluğunun ışıkları fışkırır.
- KARL MARX, Filozof, PhD, ALM-1843, TR-2015, Altıkırkbeş Yayın, Çeviren: Burcu Denizci, 47 sf.
http://www.kitabinomurgasi.com/2015/04/yahudi-sorunu-uzerine-karl-marx.html
***Bruno Bauer'in "YAHUDİ SORUNU" isimli kitabına ilişkin eleştiri ve yorumlar***
-(Bruno Bauer'den:) "Almanya'da hiç kimse siyasi olarak özgür değil. Biz, kendimiz, özgür değiliz. Sizi (Yahudileri) nasıl özgürleştireceğiz. Siz Yahudiler, sadece kendiniz için özgürlük talep ediyorsanız egoistsiniz. Almanlar olarak, Almanya'nın siyasi özgürlüğü için, insan olarak ise insanlığın özgürlüğü için çalışmalısınız."
..."Devlet Hıristiyan, Yahudi de Yahudi kaldığı müddetçe, biri özgürleştiremez diğeri de bu özgürlüğü elde edemez".
..."Yahudi olduğu müddetçe, onu Yahudi yapan sınırlı doğa, onu diğer insanlarla bağlaması gereken insani doğayı mağlup etmeye mecburdur ve onu Yahudi olmayanlardan ayıracaktır."
..."İnsan, evrensel insan haklarına ulaşabilmek için "inanç ayrıcalığını" feda etmek zorundadır".
**(Bundan sonrası, Bauer'ın yukarıdaki görüşüne Marx'ın getirdiği eleştiri ve yorumlardır)**
-İnanç ayrıcalığı, insanın evrensel hakkıdır (İnsan Hakları Beyannamesi).
İnsanın özgürlük hakkı, insanın insan ile olan bağına değil, insanın insandan ayrılığına dayanır.
-Bauer Yahudilere: 'Size göre politik özgürlük istemeye hakkınız var mı?' diye sorarsa, biz de buna karşılık ona şunu sorarız: Politik özgürlüğün, Yahudi'den Yahudiliğin, insandan dinin çekilip alınmasını istemeye hakkı var mı?
...Eksiksiz politik özgürleşmenin olduğu bir ülkede (örneğin kısmen ABD) din var olmakla kalmayıp, aynı zamanda yaşam dolu bir canlılık sergilerse, bu, dinin varlığının devletin mükemmeliyeti ile çatışma içinde olmadığının kanıtıdır.
-Yahudiliğin dünyevi temeli nedir? PRATİK İHTİYAÇ, KİŞİSEL ÇIKAR. Yahudi'nin dünyevi dini nedir? İŞPORTACILIK. Dünyevi tanrısı nedir? PARA ("tüm insanlıkta olduğu gibi" anlamındadır).
-(Yahudi'nin gücünün) tek sebebi finansal gücünün olması değil, aynı zamanda, onunla ve ondan ayrı olarak paranın bir DÜNYA GÜCÜ olması ve pratik Yahudi ruhunun Hıristiyan uluslarının da pratik ruhu haline gelmesidir.
-Saygıdeğer bir cemaatin başında gördüğünüz adam tüccar olarak başlamış, işinde tutunamayınca rahip olmuştur. Rahip olarak başlayan bir diğeri parayı bulur bulmaz tüccar olmak için kilise kürsüsünü terk etmiştir (Beaumont'tan).
-Yahudilik tarihe rağmen değil TARİH sayesinde var olmaya devam etmektedir. Yahudi, sivil toplum tarafından, sürekli olarak SİVİL TOPLUMUN İÇİNDEN yaratılır.
-Yahudiliğin dünyevi temeli olan PRATİK İHTİYAÇ ve KİŞİSEL ÇIKAR, gerçekte tüm sivil toplumların prensibidir ve böylece POLİTİK DEVLETİ doğurarak saf bir biçime bürünür.
Pratik ihtiyaç ve kişisel çıkarın tanrısı ise PARA'dır.
PARA her şeyin EVRENSEL, kendi kendine kurulmuş DEĞERİDİR.
PARA insanın İŞİNİN ve VARLIĞININ yabancılaşmış ÖZÜDÜR; bu yabancı öz insanı EGEMENLİĞİ altına alır.
(Marx, "Yahudi Sorunu"nu, Bauer'in öne sürdüğü üzere DİNDE veya YAHUDİ DİNİNDE DEĞİL, "İNSANIN PRATİK İHTİYAÇ ve KİŞİSEL ÇIKAR PEŞİNDE OLMASINDA" bulmakta ve son cümlesinde bunu şöyle formüle etmektedir
-FNK- : )
"Yahudi'nin sosyal özgürlüğü (tüm insanlık için söylenebileceği gibi), toplumun YAHUDİLİKTEN (pratik ihtiyaç ve kişisel çıkardan) ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ'dir". - "Toplum"u birey karşısında bir soyutlama olarak yeniden saptamaktan özellikle kaçınmak gerek. Birey, toplumsal varlıktır. Yaşamının belirtisi ?hatta başkaları ile ve onlarla aynı zamanda yaşanmış ortaklaşa bir yaşam belirtisi dolayımsız biçimi altında görünmese bile? demek ki, toplumsal yaşamın bir belirti ve bir olurlanmasıdır.
- Oysa,değerin özünü oluşturan emek, türdeş insan emeğidir, bir biçimli (unıform) emek gücü harcamasıdır.
- "Değer olarak, bütün metalar, donmuş emek zamanının belilrli kitlelerinden başka bir şey değildir."
- ....Herhangi bir malın değerinin büyüküğünü, toplumsal olarak gerekli emek miktarı ya da onun elde edilmesi için toplumsal bakımdan gerekli emek zamanı belirler. Buna bağlı olarak tek tek her meta kendi türünün ortalama örneği olarak kabul edilmelidir.
- Her türlü özgürleşme, insan dünyasının ve insanın insanla ilişkilerinin onarılmasıdır. Zur Judenfrage (1844)
- ?Hakikatte, kemale ermiş Hıristiyan devlet, Hıristiyanlığı kendi temeli, resmî devlet dini olarak tanıyan ve dolayısıyla diğer dinlere karşı dışlayıcı bir tavır takınan sözde Hıristiyan devlet değildir; (gerçek Hıristiyan devlet) bilakis, dini sivil toplumun diğer unsurları arasına havale eden, ateistik, demokratik devlettir.? Ve nihayet, ?sözde Hıristiyan devlet, esasen devletin Hıristiyanlık yoluyla inkârı olup, hiçbir şekilde Hıristiyanlığın siyasi tahakkuku değildir.?
- Çocukların ana-babalar tarafından sömürülmesini ortadan kaldırmak istiyoruz diye mi bizi kınıyorsunuz ? Bu suçu kabul ediyoruz .
- Burjuvazi , tarihte son derece devrimci bir rol oynamıştır. Burjuvazi , egemen konuma geldiği her yerde , tüm feodal ,ataerkil,kırsal kesime özgü gönül okşayıcı ilişkileri yerle bir etmiştir. Feodal dönemdeki insanı doğal üstlerine bağlayan alaca bulaca feodal bağları gaddarca koparmış ve insan ile insan arasında yalın çıkardan , duygu tanımayan '' nakit ödeme ''den başka hiç bir bağ bırakmamıştır.Dindarca vecdin , şövalyece çoşkunun, 'yontulmuş'kasabalıya özgü geçmiş zaman özleminin mübarek ürpertilerini , bencil hesapçılığın buz gibi sularında boğmuştur.Kişisel onurunu ortadan kaldırıp , onu mübadele değeri haline getirmiştir ;zahmetlerle kazanılmış be beratlarla güvence altına alınmış sayısız serbestliğin yerine , tek bir özgürlüğü,vicdan tanımayan ticaret özgürlüğünü benimsemiştir.Tek sözcükle , dinsel ve siyasal yanılsamalarla perdelenmiş sömürünün yerine , apaçık , utanmasız,dolaysız,düpedüz sömürüyü getirmiştir.