Dünyanın değişebilmesi için önce insanların değişmesi gerekir. Herkes birbirinin gerçek kardeşi olmadığı sürece insanların kardeşliğinden söz edilemez. Kişioğlunun yaratılışı, hakkına razı olmaya bırakmaz onu hiçbir zaman. Bu yüzden herkes kendine verileni az bulup homurdanacaktır her zaman. Başkalarını çekemeyecek, onları yok etmeye çalışacaktır. Bunun ne zaman gerçekleşeceğini soruyorsunuz. Gerçekleşecek ama önce kişioğlunun yalnızlaşma çağının sona ermesi gerekmektedir. ?Hangi yalnızlaşmadan söz ediyorsunuz? diye sordum. Şimdi, özellikle bu son günlerde giderek her yerde yaygınlaşan yalnızlaşmadan. Henüz tam başlamadı, zamanı gelmedi... çünkü şimdi herkes kişiliğini tam olgunluğa erdirmek, hayatı tanımak çabasındadır. Ne var ki olgunlaşacağız derken evrende yapayalnız olduklarını gördükleri için, bu çabaları kendi kendilerini yok etmekle sonuçlanır. Çünkü günümüzde herkes kopmuştur toplumdan, kendi kabuğuna çekilmiştir. Herkes birbirinden uzaklaşıyor, saklayabildiğince şeyi de kendine saklıyor. Sonunda insanlardan kaçmaya başlıyor kişi. Kendi başına para biriktirirken şöyle düşünüyor: Şimdi ne güçlüyüm! Hiçbir şeyden korkum yok artık! Oysa ne denli zengin olursa, onu yok edecek güçsüzlüğün içine o denli gömüldüğünü bilmez çılgın. Çünkü tek kendine güvenmeye alışmıştır. Toplumdan kopmuş, ruhuna, insanların yardımına inanmamayı, insanlardan bir şeyler beklememeyi öğretmiştir. Paralarının, onların ona verdiği hakların kaybolmasından korkar yalnızca. Çağımızda insanlar gülünç bir inatla, kişiliğin gerçek güvenliğinin, yalnız başına çalışmakta değil, tüm insanlığın beraberliğinde olduğunu anlamamakta diretiyorlar. Ama hiç kuşku yok ki, bir gün gelecek, bu ürkünç yalnızlık da sona erecek, insanlar birbirlerinden kopmalarının anlamsızlığını bir anda anlayacaklar. Bunca zaman karanlıkta nasıl oturduklarına, ışığı göremediklerine şaşacaklar.
Diğer Fyodor Mihailoviç Dostoyevski Sözleri ve Alıntıları
- İnsanların çoğu, en iyi arkadaşını alçalmış görmekten mutlu olur. Genellikle arkadaşlıkların bu temele inşa edildiğini de söylemek abartı olmaz. Bütün düşünen insanlar, bu eski gerçeği bilir.
- Ben, kendi kendimi bütünüyle mahvettim. Artık kendimi kıyaslayabileceğim herhangi bir şey var mıdır; ahlak kuralları filan? Bana faydası olacak hiçbir ahlak kuralı yoktur artık. Hele böyle bir durumda ahlak dersleri kadar yersiz bir şey olamaz. Ah, şu kendini beğenmiş tipler! Böbürlene böbürlene sana nasihatler vermeleri! Şu anki durumumun iğrençliğini ve pisliğini en az kendileri kadar bildiğimi bilselerdi, o koca dillerini sallamaktan vazgeçerlerdi. Bana bilmediğim ne söyleyebilirler ki? Benim sorunumla ilgili ne bilebilirler ki?
- İnsan bazen en imkansız, en çılgın düşünceye, sanki bir şeyler olacakmışçasına öyle bir inanır ki, gerçek olması için olmadık fikirler geçer aklından.
- Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.
- Aslında merak ediyorum, şimdiye kadar oyun masasına yaklaşıp da batıl bir inanca saplanmayan biri var mıdır acaba?
- Herhangi bir şeyden olduğu gibi kumar oynamaktan da para kazanılabilir ve ben de kazanmaya bakarım. Hem niçin başka bir şeyden kazanılan para, kumarda kazanılandan üstün olsun? Niçin kumar ticaretten daha kötü olsun? Doğrudur, salona giren yüz kişiden sadece bir tanesi kazanır ama tüm işlerde böyle değil midir bu?
- Sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştiriyor! Kalbi aşkla dolu olan adam istiyor ki bu aşkını başkalarının da kalbine döksün, herkes de kendisi gibi şen kahkahalarla gülsün, eğlensin ve böyle bir insanın mutluluğu da gerçekten bulaşıcı oluyor!
- Sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştiriyor! Kalbi aşkla dolu olan adam istiyor ki bu aşkını başkalarının da kalbine döksün, herkes de kendisi gibi şen kahkahalarla gülsün, eğlensin ve böyle bir insanın mutluluğu da gerçekten bulaşıcı oluyor!
- Ben sizden akıllı öğüt değil, beni sanki bütün hayatı boyunca sevmiş birinden kardeşçe anlayış bekliyorum.
- Gelecek demek benim için yalnızlık, gereksiz varoluş, bayat bir yaşantıdan başka bir şey değil.