Demek, bütün Osmanlı padişahları gafil ve biçare! Demek, Türk ordularını zaferden zafere koşturan, Türklüğü ve Müslümanlığı bütün Avrupa'ya karşı savunanların başında bulunan, yurdun her yerini bilim ve sanat eserleriyle dolduran bu insanların arasında bir tanecik bile değerli insan yok, öyle mi? Bu gaziler ve şehitler ocağına savrulan bu suçlama, vicdanlar için ne ağırdır! Osmanlı ocağında bir iki tane çılgın, bir iki tane iktidarsız insan çıkmakla, onların hepsini birden çürütmeye kalkışmak hangi mantığın isidir? Böyle bir suçlama yapmakla, bir kitabın yanlış bir cümlesine bakıp bütün kitabı çürütmek arasında ne fark olur?
Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar."
- "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!"
- "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir."
- "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."