Deli Kurt, bu kadar güzel bir gecede , bu kadar güzel ayı seyrederek bir dünya güzelinin dizlerinde yatmış olduğu halde onun korkunç güzelliğine baka baka, gözlerinden saçılan ışıkları içe içe eşsiz kavalının sesini dinliyor, yaşamanın tadını çıkarıyordu. Gökçen çaldı, çaldı. Deli Kurt?u büsbütün sarhoş etti. Sonra kavalı bırakarak billur sesiyle bir türkü okumaya başladı : Gönül, kader adında Bir tuzağa atılmış. Gönül bir çok duygudan Ve oddan yaratılmış. Yasa neymiş, anlamaz; Tasa çeker, inlemez, Gönül ferman dinlemez, Çünkü aşka satılmış. Gönül için acı ne ? Her söz gider gücüne. Gönüllerin içine Biraz ağu katılmış? Gökçen doğru söylüyordu bu kadar büyük bir bahtiyarlık gecesinde bilr Deli Kurt, gönlünün bir yanında ağu katılmış bir nokta olduğunu seziyordu. Fakat birbirinden üstün güzellikler arasında bunu içinden sildi. Kendisini, Gökçen?in güzelliğine kaptırarak başka bir aleme daldı. Uyku, baygınlık, sarhoşluk arasında bir duruma düşerek hayatının en kutlu gecesini geçirdi.
Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar."
- "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!"
- "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir."
- "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."