Büyük önderliğin şartlarından biri de güvenilir bir arkadaş kadrosuna malik olmak. Türkeş'in en büyük talihsizliği böyle bir arkadaş kadrosuna malik olmayışıdır. Yanında da Rıfat Baykal'dan başka sağlam eleman yok. ... Türkeş'e para yardımı yapan zenginler yok. Bu şartlarla ne yapılabilir, bilmiyorum. Ben Türkeş'i uranyuma benzettim. Zamanla radyo aktivitesini kaybedecek. Onun için riski göze alarak bir parti teşebbüsüne geçmelidir. Partisini bir müddet yaşatabildiği takdirde kazanma şansı çoktur. Çünkü yıkılmakta olan Halk Partisi'nin yerini AP tutamayacaktır. AP gayrimütecanis ve seviyesiz bir partidir. Halk, onun işe yaramadığını elbet bir gün anlayacak, yeni bir dayanak arayacaktır. İşte o zaman Türkeş tek dayanak olarak kalır.
Diğer Yücel Hacaloğlu Sözleri ve Alıntıları
İşte hikâyât bundan ibaret. İstersen bir de kübik şiir yazayım:
Biz
Hepimiz
Biliriz:
Hayat
Bayat
Bir katakulliyat
tan ibarettir.
(Erk Yurtsever'e, 7 Ocak 1964)- Bizim halk gayet disiplinsiz ve dar görüşlü bir kitle oldu. Hem hiçbir şeye aklı ermiyor, hem de herkese akıl vermeye kalkıyor. Yalnız, inanılır bir lider arkasında gittiği zaman gizli değerlerini ortaya çıkaran bu halkla büyük işler yapmak için büyük bir önder olmak lazım. Büyük önderliğin şartlarından biri de güvenilir bir arkadaş kadrosuna malik olmak.
(Hacaloğlu'na,26 Ocak 1964) - Bir anayasa yapıp memleketin anasını bellediler. Her şey anayasaya aykırı. Bir de öyle bir demokrasi var ki, Kürtlerin istiklâl hevesleri insan hakkı sayılıyor da onların karşısına çıkmak, milleti bölmek oluyor.
(Tahsin Banguoğlu'na, 16 Nisan 1970) - Bir anayasa yapıp memleketin anasını bellediler. Her şey anayasaya aykırı. Bir de öyle bir demokrasi var ki, Kürtlerin istiklâl hevesleri insan hakkı sayılıyor da onların karşısına çıkmak, milleti bölmek oluyor.
(Tahsin Banguoğlu'2na, 16 Nisan 1970) - Bu milletin kanı mı donmuş, beyni mi uyuşmuş nedir, hâdiseleri anlayamıyor. İnsanın yüzüne koyun gibi bakıyorlar ve baktıkları şeyin ne olduğunu anlamak için epey zahmet çekiyorlar.
(İsmail Hakkı Gökhun'a, 25 Mart 1972) - Çünkü şimdiye kadar bu memlekette kim ne ettiyse yanına kâr kaldı.
(Hacaloğlu'na, 6 Nisan 1972) - Sen de bir daire alsaydın iyi olurdu. 108. elementi keşfederek Nobel'den 100.000.000 dolar alıp bir daire al. İstersen iki daire alıp duvarları yıkıp birleştir. Ondan sonra, bütün apartman gümbür gümbür çöksün ve Türkçülere mezar olsun. 22. asırda Türkçüler iktidara geçine orada bir anıtkabir yapıp kımız içerler.
(İsmail Hakkı Gökhun'a, 24 Nisan 1974) - Dediğin gibi, insan çok dayanıklı bir yaratıktır. "Allah, insana dayandığı kadar acı vermesin." sözü ne kadar doğrudur ve insanın nelere katlandığını gösterir.
(Hacaloğlu'na, 16 Ekim 1972) - Dediğin gibi, insan çok dayanıklı bir yaratıktır. "Allah, insana dayandığı kadar acı vermesin." sözü ne kadar doğrudur ve insanın nelere katlandığını gösterir.
(Hacaloğlu'na, 16 Ekim 1972) - "Birimizin yaptığını öbürümüz bozuyor." dedi. Bu sözle ben, Türkiye'de olduğumu anladım.
(Muzaffer Bey'e, 23 Ekim 1972)
Cem Mumcu
Elizabeth Noble
Karen Kingsbury
Alper Canıgüz
Ahmet Altan
Buket Uzuner
Arthur Schopenhauer
Markus Zusak
Alphonse Daudet
Küçük İskender (Derman İskender Över)