Burada yılan var mı Müslüm? Var, dedi çocuk. Ararsan bir sarı çıyan, bir kırkayak bulursun eğlenmek için. Sağlıcakla kal, ben hemen gider dönerim. Sel yatağına girince gözden yitti. O gözden yitince İnce Memed de denize gözlerini dikti. Uzaklarda, yelkenleri şişmiş büyük bir yelkenli suzuluyordu. Müslüm gittiği yerden ikindi üstü geri döndü. Memed oturduğu yerden hiç kipurdamamis, gözlerini denize dikmiş öyle kalmıştı. Muslumu görünce irkilerek ayağa fırladı. Müslüm, dedi. İnsan bu denizin karşısında küçülüyor, küçülüyor, iğne ucu kadar kalıyor. Denizi ilk görünce hep böyle olur dedi Müslüm. Dağı görünce de öyle oluyor. ... Bu çaba , bu kavga , bu kaçıp kovalama niye ki. İnsan bir iğne ucu kadar kalınca? Orasını bilemem dedi Muslum. Eğer Abdulselam hocadan biraz sual edersen selamı var. O ağaç neymiş sen biliyor musun? Koku gökte, dalları yerde tuttu? Ne demekmiş o ağaç? Hoca bana okudu, o mektupta Ferhat Hoca diyormuş ki, bu gelen öyle bir adamdır ki benim canımdan ileridur, senin de canından ileri olacak. Yer yarilmadan, dünya tersine dönmeden, ağaçlar koku göklerde bitmeden hiçbir surette bu gelen konuğun kılına, o Çukurova dedikleri yerde kimse dokunamayacaktir. O ne isterse her isteği yerine getirile... tamam mı? Tamam dedi, ince memed - İnce Memed 4
Diğer Yaşar Kemal Sözleri ve Alıntıları
- Abdi gitti; Hamza geldi...
- Üç günlük fani dünyada
Ölmeden gülen öğünsün
Beş vaktını da kazaya
Koymayıp kılan öğünsün
Deryalarda oynar kayık
Kimi sarhoş kimi ayık
Dünya fani insan konuk
Demlerin süren öğünsün
Metin Karac'oğlan metin
Yöğrük derler aşkın senin
İnsan insanın kıymetin
Sağlıkta bilen öğünsün - Nasıl alışsın, her yer başka başka, her yerin her insanı başka başka. Remzi Bey tanımadığı insandan, tanımadığı yerden korkardı. Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu düşmanlık mı düşündüğünü şöyle yüzüne bakınca, kim bilir? Tanışmadan, konuşup görüşmeden bir insan korkuludur, başka bir şeydir. Yani herhangi bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki işte o zaman insan insan olur. (...) Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir. Tehlikelerle doludur.
- ceviz ağacı çok değerlidir ama altında uyumayacaksın. gölgesi ağırdır. Bir de ceviz ağacının bir huyu vardır, budaklarından birisi oluşuken yakınında kim varsa ne varsa hemencecik budağın içine resmini nakşediverir. zamanla budakla birlikte resim de büyür.
- Bu köyden de çok çok kaçmak istiyordu... Ne yapacağını bilemiyordu. Bir şey biliyordu ki bu köyde kalmamalıydı. Ya da anası gitmeli bir yere. Anası, anası gitmeli. Herkes anasına düşman. İnsan bu düşmanlık içinde boğulur. Anasına olan düşmanlık kendine de geçiyor, boğulacak gibi oluyordu bu köyde...
- Abdi gitti; Hamza geldi...
- Üç günlük fani dünyada
Ölmeden gülen öğünsün
Beş vaktını da kazaya
Koymayıp kılan öğünsün
Deryalarda oynar kayık
Kimi sarhoş kimi ayık
Dünya fani insan konuk
Demlerin süren öğünsün
Metin Karac'oğlan metin
Yöğrük derler aşkın senin
İnsan insanın kıymetin
Sağlıkta bilen öğünsün - Nasıl alışsın, her yer başka başka, her yerin her insanı başka başka. Remzi Bey tanımadığı insandan, tanımadığı yerden korkardı. Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu düşmanlık mı düşündüğünü şöyle yüzüne bakınca, kim bilir? Tanışmadan, konuşup görüşmeden bir insan korkuludur, başka bir şeydir. Yani herhangi bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki işte o zaman insan insan olur. (...) Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir. Tehlikelerle doludur.
- ceviz ağacı çok değerlidir ama altında uyumayacaksın. gölgesi ağırdır. Bir de ceviz ağacının bir huyu vardır, budaklarından birisi oluşuken yakınında kim varsa ne varsa hemencecik budağın içine resmini nakşediverir. zamanla budakla birlikte resim de büyür.
- Bu köyden de çok çok kaçmak istiyordu... Ne yapacağını bilemiyordu. Bir şey biliyordu ki bu köyde kalmamalıydı. Ya da anası gitmeli bir yere. Anası, anası gitmeli. Herkes anasına düşman. İnsan bu düşmanlık içinde boğulur. Anasına olan düşmanlık kendine de geçiyor, boğulacak gibi oluyordu bu köyde...