Bugün, can sıkıntısının miktarı -can sıkıntısı ölçülebilir bir şeyse-, eskiden olduğundan daha fazla. Eskiden yapılan meslekler, hiç olmazsa birçoğu, insanın o mesleğe karşı kişisel bir tutkusu yoksa, akla bile getirilmeyen mesleklerdi: topraklarına âşık köylüler; güzel masaların büyülü yaratıcısı dedem; köydeki insanların tümünün ayak ölçülerini ezbere bilen ayakkabıcılar; ormancılar, bahçıvanlar; o dönemlerde askerlerin bile birbirlerini tutkuyla öldürdüklerini düşünüyorum. Yaşamın anlamı, insanlar için 'bir soru işareti' değildi, yaşam onlarla birlikteydi, tüm doğallığıyla, ilişkilerinde, tarlalarındaydı. Her meslek kendine özgü düşünce tarzını, kendine özgü varoluş biçimini yaratmıştı. Bir doktor, bir çiftçiden başka biçimde düşünüyordu, bir askerin davranışı, bir köy öğretmeninin davranışına benzemiyordu. Oysa bugün, hepimiz birbirimizin benzeriyiz; işimize karşı gösterdiğimiz ortak ilgisizlik bizi birbirimize bağlıyor. Bu ilgisizlik bir tutku haline geldi. Çağımızın tek büyük, kolektif tutkusu.
Diğer Milan Kundera Sözleri ve Alıntıları
Yalnızlık: Bakışlardan kurtulmanın tatlı rahatlığı.
Güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar.
"Sein" sözcüğü Almancada iki anlama gelir.
"Var olmak" ve "onun olmak".
"Hepimiz unutmak için hızlanır, hatırlamak için yavaşlarız!"
''İnsanların yüzüne karşı gerçeği söylemekte ısrar edersen onları ciddiye alıyorsun demektir. Bu kadar önemsiz bir şeyi ciddiye almak ise insanın tüm ciddiyetini kaybetmesi demektir.''
Belki de sevemememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir.
canına bile kıyamazdı, çünkü ihanet olurdu bu, beklemeyi reddetmek, sabrını yitirmek anlamına gelirdi. s.9
''Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın bir yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın?''
"Ama insanlar birbirlerini sık sık görünce tanıdıklarını sanıyorlar"
Tanrı onları ortadan ikiye ayırıncaya kadar bütün insanlar hermafroditti, o zamandan beri bu yarılar birbirini arayarak dünyanın dört bir bucağında gezinip durdular. Aşk kaybettiğimiz yarıyı özleyişimizdir işte.
Yılmaz Yeşildağ
Cemal Granda
Nancy Pickard
Sir Arthur Conan Doyle
Markus Zusak
Susan Elizabeth Phillips
Mine Söğüt
Fakir Baykurt
James Joyce
Daniel Klein