Bonoboların son derece empatik olduğunu düşünüyorum, şempanzelerden çok daha fazla. Bir bonobo en küçük bir yara bile alsa, incelemek, yalamak ya da tımar etmek için etrafını hemen başkaları sarar. Robert Yerkes, Almost Human kitabında, bonobosunun ağır hasta bir arkadaşına nasıl baktığım anlatmış, bütün ayrıntıları verecek olsa bir maymunu idealize etmekle suçlanacağını söylemiştir. Bonoboların beyninin bu duyarlılığı nasıl yansıttığını daha yenilerde öğrendik. İlk ipucu, özfarkındalık, empati, mizah duygusu, özdenetim ve başka güçlü insani özelliklerle ilintili olduğu düşünülen iğ hücre (Von Economo Nöronları ya da VEN hücreleri diye de bilinir) denilen özel bir nöron türünden geldi. Başlangıçta bu nöronların sadece insanlarda olduğu sanılıyordu ama bilimin her zamanki işleyişini takip ederek, sonradan bonobolar dahil başka maymunların beyinlerinde de bulundu. Sonra şempanze ve bonoboların belli beyin bölgelerini kıyaslayan bir araştırma yapıldı. Amigdala ve ön insula gibi başkalarının üzüntüsünü algılamakla ilgili bölümler bonoboda çok gelişmiş. Ayrıca bonobonun beyninde saldırgan güdüleri denetlemeye yarayan, gelişkin yollar da var. Bu nörolojik farkları kaydeden James Rilling ve mesai arkadaşları, bonoboların empatik beyinleri olduğu sonucuna varmışlar.
Diğer Frans De Waal Sözleri ve Alıntıları
- Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir.
Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. - Bütün bildiklerimiz şunu gösteriyor ki bir hayvan ne kadar az sayıda yavru dünyaya getirirse onlara o kadar iyi bakar.
- İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikayelere, ritüllere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
- Bilimin yaptığı en iyi şey, fikirler arasında rekabeti ateşlemektir. Bilim bir nevi doğal seçilimi teşvik eder ve bunun sonucunda sadece en geçerli fikirler ayakta kalır ve ürer.
- Darwin'in de zamanında dikkat çektiği gibi, sadece insana has yegâne ifade yüz kızarmasıdır. Diğer primatlarda böyle ani bir kızarmaya hiç rastlamadım. İnsanların elinden gelen tek şeyin başkalarını sömürmek olduğunu düşünenler için yüz kızarması herhalde çok şaşırdıkları bir evrim muammasıdır.
- Şempanzeleri ya da bonoboları izlemenin bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebileceğine inanamıyorum, bence bilim de yapamaz bunu, ama doğayı tanımamız, nasıl ve neden birbirimize ilgi göstermeye ve ahlaki neticeler aramaya başladığımızı anlamamıza yardımcı olur. Hayatta kalmamız, başkalarıyla iyi ilişkiler içinde olmamıza, işbirliği yapan bir topluma bağlı olduğu için geliştirmişiz bu özellikleri.
- "Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız"
- Hem iyilik hem zalimlik, hem asalet hem bayağılık bir arada olabilir - bazen aynı insanda.
- Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal kurallarının olmadığına gerçekten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi? İnsanlar, topu topu bir iki bin yıl önce çıkan mevcut dinlerden çok önce, toplumlarının nasıl işlediğine kafa yormuş olmalı. Biyologlar bu kadar kısa süreleri hiç ciddiye almaz.
- Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim? Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi?