Bir gün, galiba 1983 ya da 1984'te, Fremont'ta bi - AlıntıSöz

Bir gün, galiba 1983 ya da 1984'te, Fremont'ta bir video dükkânındaydım. Kovboy filmleri bölümündeyken yanımda duran, plastik bir bardaktan çay :) içen bir adam, Muhteşem Teddy'yi gösterdi, filmi görüp görmediğimi sordu. Evet, on üç kez, dedim. Charles Bronson ölüyor; James Coburn'la Robert Vaughn da öyle. Öyle bir şaşkınlık, inanmazlıkla bana baktı ki, gören az önce içeceğine tükürdüğümü sanırdı. Çok sağ ol, dostum, dedi, iğneleyici, öfkeli bir sesle; uzaklaşırken hâlâ kendi kendine söyleniyordu. İşte o zaman, Amerika'da bir filmin sonunu asla söylememen gerektiğini, karşındakinin buna fena halde bozulduğunu ve 'sonunu mahvettiğin' için seni özür dileyecek hale getirdiğini öğrendim. Afganistan'da, sonu bir filmin her şeyi demekti. Hasan'îa Zainab Sineması'nda bir Hint filminden çıktığımızda Ali, Rahim Han, Baba ya da Baba'nın bitmek bilmez arkadaşlan (eve girip çıkan kuzenler, akrabalar) bir tek şey sorardı: Kız filmin sonunda mutlu oldu mu? Esas oğlan hayallerine kavuştu mu? Yoksa sonu acı mı bitti? Tek bilmek istedikleri, sonunun mutlu gelip gelmediğiydi. Bugün biri bana Hasan, Sohrab ve benim öykümün mudu bitip bitmediğini sorsa, onu nasıl yanıtlayacağımı bilemem. Mutlu son diye bir şey var mı? Her şey bir yana, yaşam bir Hint filmi değil. Afganlann en sık yinelediği deyiştir: Zenâagi migzara. Hayat devam ediyor.

Diğer Khaled Hosseini Sözleri ve Alıntıları