Bir bonobo bir ateiste ne söylerdi? Dil konusunda dünyanın en yetenekli bonobosu olan Kanzi'yle tanışmıştım. Kız kardeşi Panbanisha'yla birlikte Atlanta'da yaşıyordu. Kanzi sözlü İngilizceyi şaşırtıcı ölçüde iyi anlıyordu ve gördüğüm en zeki bonobolardandı ama ifadeleri (bilgisayar ekranındaki simgeler formunda) pek de akademik tartışma seviyesinde sayılmazdı. Yine de öyleymiş gibi yapalım. Bonobo ilk olarak ateisti öfkeyle uyumaktan men ederdi. Bir şeyin, hele Tanrı kadar yoruma açık bir şeyin yokluğu konusunda bu kadar infiale kapılmanın manası yok. Doğrudur, bu ülkede maalesef rastlandığı üzere, insanın ateist olduğunu açıklaması bir tür damga olarak görüldüğünde yaşanan hüsranı anlamak mümkün. Nefret nefret doğurur, bazı ateistlerin dine karşı savaş açması ve ortadan kaybolmasının büyük rahatlık getireceğini söylemesi bundandır. Dinin, saf dışı edilemeyecek kadar kökleşmiş olması ve tarihte dini zorla saf dışı etme teşebbüslerinin sefaletten başka bir şey getirmemiş olması da cabası. Belki ağır ağır ve yumuşaklıkla yapılabilir ama bunun için de dini mirasımızı çağdışı bulsak bile, bir yere kadar takdir etmemiz ve değer vermemiz gerekir. Belki din bizi okyanusun karşı kıyısına geçirmiş bir gemi gibidir; iyi işleyen bir ahlakla devasa toplumlar kurmamıza imkan tanımıştır. Artık kara göründüğü için bazılarımız gemiden inmeye hazırlanıyor. İyi de karanın göründüğü kadar sağlam olduğunu kim söylemiş?
Diğer Frans De Waal Sözleri ve Alıntıları
- Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir.
Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. - Bütün bildiklerimiz şunu gösteriyor ki bir hayvan ne kadar az sayıda yavru dünyaya getirirse onlara o kadar iyi bakar.
- İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikayelere, ritüllere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
- Bilimin yaptığı en iyi şey, fikirler arasında rekabeti ateşlemektir. Bilim bir nevi doğal seçilimi teşvik eder ve bunun sonucunda sadece en geçerli fikirler ayakta kalır ve ürer.
- Darwin'in de zamanında dikkat çektiği gibi, sadece insana has yegâne ifade yüz kızarmasıdır. Diğer primatlarda böyle ani bir kızarmaya hiç rastlamadım. İnsanların elinden gelen tek şeyin başkalarını sömürmek olduğunu düşünenler için yüz kızarması herhalde çok şaşırdıkları bir evrim muammasıdır.
- Şempanzeleri ya da bonoboları izlemenin bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebileceğine inanamıyorum, bence bilim de yapamaz bunu, ama doğayı tanımamız, nasıl ve neden birbirimize ilgi göstermeye ve ahlaki neticeler aramaya başladığımızı anlamamıza yardımcı olur. Hayatta kalmamız, başkalarıyla iyi ilişkiler içinde olmamıza, işbirliği yapan bir topluma bağlı olduğu için geliştirmişiz bu özellikleri.
- "Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız"
- Hem iyilik hem zalimlik, hem asalet hem bayağılık bir arada olabilir - bazen aynı insanda.
- Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal kurallarının olmadığına gerçekten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi? İnsanlar, topu topu bir iki bin yıl önce çıkan mevcut dinlerden çok önce, toplumlarının nasıl işlediğine kafa yormuş olmalı. Biyologlar bu kadar kısa süreleri hiç ciddiye almaz.
- Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim? Atalarımızın henüz din sahibi olmadıkları zamanlarda sosyal normlarının olmadığına hakikaten inanan var mı? Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmez, haksızlıkla karşılaşınca şikayet etmezler miydi?