Beni aşk konusunda, yani uğrunda ölmeye değecek, insanı bitirip tüketen aşk konusunda gizliden gizliye düşünmeye yönelten deniz oldu. Evet, kesinlikle deniz... Tanrı'nın günü çelik bir gemide kapalı kalan bizler için, deniz tıpkı kadın gibidir. Durgunluğu ve fırtınalarıyla, kaprisleriyle, batan güneşi yansıtan göğsünün güzelliğiyle bu benzerlik ortadadır. Daha da ötesi, denizin üzerine uzanan ve denizin üzerinde gidip gelen, yine de denizin kendini vermeyi reddetiği bir geminin içerisindesiniz. Altınızdan akıp geçen sonsuz miktardaki bu su, susuzluğunuzu gideremez. Doğa, denizciyi kadına benzeyen bu unsurlarla sarmalar da, denizci yine kadının sıcak, diri gövdesinden olduğu kadar uzak kalır denizden.
Diğer Yukio Mişima Sözleri ve Alıntıları
- Kusursuz arınma, ancak yaşamı kanla yazılmış bir şiir dizesine dönüştürerek mümkündür.
- "Okul.. Bu aptal örgütlenme türü, bizi gündüzleri orada yaşamak, bize lütfedilen onlarca aynı sınıf öğrencisi içerisinden arkadaş seçmek zorunda bırakır. Bu çevresi çitlerle örtülü dar alanda, aşağı yukarı aynı düzeyde erdem sahibi onlarca arkadaşımız, her yıl aynı defterle ders verip, ders kitabının bir yerine geldiğinde her yıl aynı espriyi yapan hocalar vardır. Böyle bir ortamda ne öğrenebilirim ki?"
- Bu dünyadaki bütün düşüşler, alçalışlar arasında en tiksindirici olan, saflığın düşüşü, alçalışıdır.
- Neden her şeyi bozmaya, her şeyi değiştirmeye, her şeyi geçiciliğe havale etmeye vazifelendirilmişiz böyle?
- Gözlerime bakmış olsaydı, ona duyduğum sevginin ne garip, ne anlatılmaz bir şey olduğunu muhakkak anlardı.
- Gerçek acı yavaş yavaş duyulan bir şeydir, yavaş yavaş gelir.
- Kendi kendini aldatma, benim sığındığım son duraktı; çünkü ciddi bir şekilde yaralanan kimse, hayatını kurtaracak sargı bezi temiz midir diye sormaz.
- Ama insanda kalp diye bir şey de var tabii, niçin çarptığını da kimse bilemez.
- Kusursuz arınma, ancak yaşamı kanla yazılmış bir şiir dizesine dönüştürerek mümkündür.
- "Okul.. Bu aptal örgütlenme türü, bizi gündüzleri orada yaşamak, bize lütfedilen onlarca aynı sınıf öğrencisi içerisinden arkadaş seçmek zorunda bırakır. Bu çevresi çitlerle örtülü dar alanda, aşağı yukarı aynı düzeyde erdem sahibi onlarca arkadaşımız, her yıl aynı defterle ders verip, ders kitabının bir yerine geldiğinde her yıl aynı espriyi yapan hocalar vardır. Böyle bir ortamda ne öğrenebilirim ki?"