Artık kimse söz söylemiyor, yalnız şarap içi - AlıntıSöz

Artık kimse söz söylemiyor, yalnız şarap içiliyordu. Tan yeri ağarmak üzere idi. İçki beyinlere tesir ettikçe hareketler, bakışlar, sözler şuursuzlaşıyor, boş yere gülümsemeler, manasız yere öfkelenmeler birbiri ardınca herkesi okşayıp geçiriyordu. Kıral delilik hezeyanı halinde idi. Deha ile çılgınlık arasında bir noktada bulunuyordu. Göğsüne düşmüş olan başını birden bire kaldırdı. Ufuklardaki düşman ordularına bakan kahramanlar gibi ilerisini süzdükten sonra iki elini birden boynu hizasına kaldırdı. Sol eli ilerideydi. Sağ elini omuzuna kadar çekerek ok atma taklidi yaptıktan sonra ağzının içine bakan vezirlerine doğru: -Bir ok attım!... Kebap oldu! dedi. Vezirler bakışarak bu yüksek hikmeti, bu görülmemiş vecizeyi tasvip yollu baş salladılar. Pek beğenmişler, fakat anlayamamışlardı. Okun kebap olmasındaki yüksek hikmet her kulca anlaşılır nesnelerden değildi. Bu muammayı çözmek şerefi cüce İrdas'a nasip oldu: -Kıral hazretleri edebi sanatlarının en incesini yaparak cihana ve insanlığa parlak bir ufuk daha açmışlardır, dedi. Çünkü atılan ok bir geyik yavrusunu vurup kayaya saplanırsa, bu kaya çakmak taşından yapıldığı için ateş alırsa, geyik okla delinmiş olduğu halde okun hızından dolayı kırk elli defa dönerse hiç şüphesiz kebap olur. Hem de kebapların en tatlısı...

Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları