Annen evde yok mu? dedi. Yok, Yusuf! Biraz son - AlıntıSöz

Annen evde yok mu? dedi. Yok, Yusuf! Biraz sonra ilave etti: Galiba komşuya gitti. Bilmem. Giderken bana söylemedi! Yusuf bir müddet durdu. Sonra kansına gözlerini dikerek: Bana Allahaısmarladık, Muazzez! dedi. Muazzez önüne bakarak mırıldandı: Ne zaman gelirsin, Yusuf? Belli olmaz, belki haftaya gelirim! Bir türlü gidemiyordu. Dudaklannı ısırarak kâh önüne, kâh Muazzez'e bakıyor, sağ ayağının burnuyla bahçenin toprağını eşiyordu. Sükûtu ilk bozan Muazzez oldu: Hep böyle gidip duracak mısın, Yusuf? K ocası Ne demek istedin? der gibi ona baktı. Muazzez şaşırarak: Ne bileyim Yusuf! Sensiz canım sıkılıyor... Bazen on beş gün gelmediğin oluyor. Seni çok arıyorum, çok göreceğim geliyor! Bu kadar mı, Muazzez? Yusuf, bu sözün nasıl ağzından çıktığına şaştı. Bununla ne kastettiğini pek vazıh bilmiyordu. Yalnız Muazzez'in çehresi birdenbire değişmişti. Evvela bir korku, sonra müthiş bir acı onun çocuk yüzünü kapladı. Nefes alır gibi hafif bir sesle: Bu kadar değil, Yusuf! dedi ve hıçkırmaya başladı. Yusuf onun kolunu tuttu: Ne var öyleyse Muazzez? dedi. Daha başka neler var? Genç kadın büsbütün boşanan gözyaşı tufanı ile cevap verdi. Yusuf un gözleri karanyordu. Karısını kucaklayıp okşamak ve teselli vererek onu susturmak, birçok şeyler bildiğini, fakat onu mahkûm etmediğini söyleyerek, aralarındaki buzdan duvarı çözmek istiyordu. Lâkin bir el onu olduğu yerde dimdik tutuyor, parıltısız gözlerle karısına baktırıyordu. Yavaş bir sesle, sadece: Sus, Muazzez, çabuk dönerim!.. dedi. Gitmek için bir hareket yaptıktan sonra tekrar başını karısına çevirdi, bir sır tevdi ediyormuş gibi ilave etti: Belki her şeyi düzeltiriz. Bu söz üzerine Muazzez'in vücudundan bir ürperme geçti. Yaşların altında parlayan ve birdenbire büyüyen gözlerle: Yusuf... Ah, Yusuf... Her şey düzelir mi! Bilmem... Belki... Sen kendini kaybetme de beni bekle... Bu sefer Muazzez onun koluna yapıştı: Buralardan gidelim Yusuf! dedi. Gidelim! Sen gelir gelmez gidelim, olmaz mı? Öyle birdenbire nasıl olur? Hele ben döneyim de, beraber oturup düşünürüz! Genç kadın tekrar eski haline döndü. Gözleri dalarak: Bilmem... Çabuk gelirim dedin, değil mi? Hep seni bekleyeceğim... Yusuf, elini karısının omzuna koydu: Üzülme... Kendini topla... Çocukluk etme!.. dedi ve bahçe kapısından çıkıp, atma atladı. * * * Bunu takip eden günleri Yusuf, ömrünün sonuna kadar unutamadı ve her hatırlayışında içini kâh nihayetsiz bir kin ve hiddet, kâh günlerce süren bir teessür ve hüzün kapladı.

Diğer Sabahattin Ali Sözleri ve Alıntıları