24 Ocak 1980 kararlarından az sonra Turgut Amerik - AlıntıSöz

24 Ocak 1980 kararlarından az sonra Turgut Amerika'dadır. Dünya Bankası'ndan 300 milyon dolar kredi istemektedir. Çok eskiden tanıdığı ve yakın olduğu Dünya Bankası başkanı ile ayrıntılı görüşmeler yapar. Sonuç olumludur. Para verilecektir. Ancak bu kuruluşun Turgut'tan «Ufacık» bir ricası vardır...Eloğlu bu... Adamın kara kaşına kara gözüne, ahbaplık hatırına para verir mi?.. Krediyi vereceklerdi de, Turgut'un bir belgeye imza atmasını istiyorlardı. Daktiloya çekilmiş belgeyi getirip, Turgut'un önüne koyuverdiler.
İmzalamasını istedikleri bu belgeyi okudukça, Turgut'un bile asabı bozulmaya başlamıştı. Ama bu durumu hiç hissettirmedi... Okudukça kızardı, sarardı, morardı. Turgut'un ağzından Dünya Bankası tarafından kaleme alınan belgede, bütün Türk ekonomisinin denetiminin bu
kuruluşa bırakılması öngörülüyordu. Buna göre Türk hükümeti, alacağı her ekonomik karardan önce Dünya Bankası'na haber verecek ve onayını alacaktı. Yapılan ithalat, daha önceden Dünya Bankası'na bildirilecek, bu kuruluşun seçeceği bazı yatırım projeleri programdan çıkarılacak, programa yeni alınacak yatırım projeleri için bunlardan onay alınacak, Türkiye bundan sonra belli sanayi dallarında yatırım yapmayacaktı. Türkiye ayrıca, geçmişte uygulanan devletçi politikalara yeniden dönülmeyeceği konusunda kesin güvence verecekti.
Turgut tek başına yetkili olsa, belki böyle bir belgeyi imzalardı. Ama onun başında bir başbakan, bir hükümet vardı. Kaldı ki bu belgede istenen ekonomik kapitülasyonlar, bütün Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlayıcı nitelikteydi... Turgut, Dünya Bankası'ndan biraz süre istedi... Sonra adamlarla biraz pazarlık yapmaya kalkıştı... Ancak Dünya Bankası inatçıydı... Turgut çok bozuktu... Çevresindekilere sürekli olarak «Yahu bu adamların bizden istediğine bakın. Bu kadarı da olmaz. Bunlar çıldırmış. Bunu imzalayanı ipe gönderirler» diyordu. Yüzü kıpkırmızı olmuş, ne yapacağını şaşırmıştı. Washington büyükelçiliğimizden Ankara'yı aradı ve durumu Demirel'e sordu:
- Abi hikaye budur. Çok ağır hususlar var. İmzalamakta tereddüt ediyorum. Ne yapayım dersiniz?
- Turgut, kardeşim, sen nasıl münasip görürsen öyle yap. Karar senindir. Tam yetkilisin.
Turgut «Bunu imzalayanı ipe gönderirler» dediği belgeyi 300 milyon doların hatırına imzaladı. Kendisini hiç kimse ipe göndermedi. Ondan sonra da bunun gibi nice belgeleri imzalayacak, ancak bırakınız ipe göndermeyi, bunların hesabını hiç kimse hiçbir zaman sormayacaktı. Yol, bir kez açılmıştı...
«Sayın MC Namara» diye başlayan 7 Şubat 1980 tarihli bu «Çok Gizli» belgeyi o zaman ele geçirmiş ve o günlerde çalışmakta olduğum Milliyet gazetesinde patlatmıştım. Turgut buna çok sinirlenmiş ve başta Kaya Erdem olmak üzere bu belgeden haberi olan birkaç kişiyi «Maşallah kevgir gibisiniz. Üzerinizde hiçbir şey durmuyor» diye azarlamıştı ... Bu mektup bir ibret belgesidir ve tarihe geçecektir... Çünkü Turgut, günümüz Türkiye'sinin temellerini böyle atmaya başlamış ve ülkemizi yabancı kuruluşların güdümüne bu gibi gizli belgelerle sokmuştur.

Diğer Emin Çölaşan Sözleri ve Alıntıları