1912 HANDAN Halide Edib Adıvar Yakup Kadri - AlıntıSöz

1912 HANDAN Halide Edib Adıvar Yakup Kadri anılarında, yirmi bir, yirmi iki yaşının en coşkun heyecanlarıyla, Handan için bir yazı yazdığım hatırlar. Romanın derin etkisi altında kalmıştır. Yazısının sonuna doğru, Bu bir romandan ziyade bir otobiyografyaya benziyor demiştir. Başta Celal Sahir, Halide Edib'in dost çevresi, otobiyografya sözcüğünden hiç hoşlanmazlar ve Yakup Kadri'yle handiyse selamı sabahı keserler. Çok geçmeden kulağıma değen dedikodulardan anlayacaktım ki diyor Kiralık Konak romancısı, bu sözü kullamakla, farkına varmaksızın, bir pot kırmışımdır: Meğer, Halide Hanım ilk evlilik hayatında Handan gibi bedbaht olmuş, aynı ruh krizlerini geçirmiş ve çok bağlı olduğu kocasından ayrılmak zorunda kalmış ve hâlâ da bu durumun acılıkları içindeymiş. Handan, Kalb Ağrısı'yla birlikte, Halide Edib'in çok sevdiğim bir romanı. Gerçi Handan'la ilintili ilk yazım, 1970'lerin sonunda, bu romanı küçümsemeye yeltenir. Nelerin, kimlerin etkisi altında bu gülünç, şimdi pişmanlık verici yazıyı yazmıştım, artık anmak bile istemiyorum... Mektuplar, duygulanımlar, sayıklamalar ve hatırlayışlar biçiminde kaleme alınmış roman, kolejde okumuş, İngiliz terbiyesi almış Handan'ın, çevresindekilerin hayatlarıyla örülüdür. Kurgusunun bu özellikleri açısından romanımızda bir ilktir. Handan'ın yaşadığı yıllarda memleketin, çöken imparatorluğun genel görünümü simsiyah ve mahvoluşa o kadar yakındır. Abdülhamid' e karşı birleşenlerin yanı sıra, bir kesim aydın da sorunlara daha felsefi bir görüngeden yaklaşarak, Şark'la Garp arasında yeni dengeler arar. Bir dolu mektubun, telgrafın, raporun, duygu izlenimi yazılarının bütünlediği Handan, yerleşik düzenle uyuşamamış, uyuşamayan bir avuç aydının tarihçesi sayılabilir. Dış dünyadaki Handan'ı ancak roman sona erdikten sonra tanıyabiliriz. Zaten Refik Cemal de onu resminden çıkarır: Marsilya' da, bir kayalığın tepesindeki Notr-Dam kilisesinin deniz yönündeki parmaklıklarına dayanmış siyahlı bir kadın; bu ince siyahlı kadın yüzünü tüller, vualetler gerisine saklamış... Bu saklayış ve saklanış,Handan'ın ateşli hummasıyla sona erer: Hararetim vardı, dimağım hasta idi. Handan ancak ölürken kendi olabilmekte, bireyliğine kavuşmaktadır...

Diğer Selim İleri Sözleri ve Alıntıları