14.NOTUM Son itiraf Yıllar geçti,sevgili Manuel Valadares.Şimdi kırk sekiz yaşındayım ve zaman zaman,özlemimde,hep bir çocuk olduğum izlemine kapılıyorum.Birden ortaya çıkıverecekişsin,bana artist resimleri ve bilyeler getirecekmişsin gibi geliyor.Hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin,sevgili portugam.Şimdi bilye ve artist resi dağıtma sırası bende,çünkü sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok.Ara sıra sevgimle mutluyum,ara sıra da yanılıyorum;bu daha sık oluyor. O çağlarda,bizim çağımızda yani,yılla önce bir Budala prens'in,mihrabın önünde diz çökmüş ''Budala''nın,gözleri yaşlarla dolarak ikonlara şunu sorduğumu bilmiyordum: ''OLUP BİTENLERİ ÇOCUKLARA NİÇİN ANLATMALI?'' Gerçek,sevgii portugam;bunları bana çok erken anlatmış olmalarıdır. Hoşça kal Ubatuba,1967 182.syf
Diğer Jose Mauro de Vasconcelos Sözleri ve Alıntıları
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum Ayağının bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Dayak yemekten başka işe yaramayan ben hiç değilse başkalarının seviştiğini seyredecektim
"Nen var Zeze?"
"Hiç. Şarkı söylüyordum."
"Şarkı mı söylüyordun?"
"Evet."
"Öyleyse ben sağır olmalıyım."
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
-Xururuca!
-Ne var?
-Ağlamak kötü bir şey mi?
-Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala.Neden sordun?
-Bilmiyorum, bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes...
"Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu.Acı,insanın birlikte ölmesi gereken şeydi.Kollarda,başta en ufak güç bırakmayan,yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
"Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını fark edemiyorum. Bazen suratıma garip bakıyorlar, o zaman uyanır gibi oluyorum."
"Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse sen bir de ötekini düşün."
Nutkum tutulmuştu.
"Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek."
"Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."
ey büyüleyici kadının güzel görüntüsü
ah bir mihrap dikebilsem adına
ışığımsın,düşlerimsin
biricik sevgilimsin benim...
''Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla,
aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler. ''
"Daha çok anlat" dedim.
"Hoşuna gidiyor mu?"
"Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."
"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"Gider gibi yaparız."
Jose Mauro De Vasconcelos, Şeker Portakalı.
Yılmaz Erdoğan
Ece Temelkuran
Recaizade Mahmut Ekrem
Christian Jacq
Marc Levy
Richard Dawkins
Nermin Bezmen
Johann Wolfgang von Goethe
Stieg Larsson
Wilhelm Reich