10.NOTUM Konuştukça,bana pek çok en iyi biçimde anlatmayı başarıyordu.Edmundo dayı kadar iyiydi. ''Daha çok anlat''dedim. ''Hoşuna gidiyor mu?'' ''Çok.Elimden gelse,seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.'' ''Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?'' ''Gider gibi yaparız'' 157.syf
Diğer Jose Mauro de Vasconcelos Sözleri ve Alıntıları
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum Ayağının bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Dayak yemekten başka işe yaramayan ben hiç değilse başkalarının seviştiğini seyredecektim
"Nen var Zeze?"
"Hiç. Şarkı söylüyordum."
"Şarkı mı söylüyordun?"
"Evet."
"Öyleyse ben sağır olmalıyım."
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
-Xururuca!
-Ne var?
-Ağlamak kötü bir şey mi?
-Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala.Neden sordun?
-Bilmiyorum, bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes...
"Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu.Acı,insanın birlikte ölmesi gereken şeydi.Kollarda,başta en ufak güç bırakmayan,yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
"Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını fark edemiyorum. Bazen suratıma garip bakıyorlar, o zaman uyanır gibi oluyorum."
"Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse sen bir de ötekini düşün."
Nutkum tutulmuştu.
"Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek."
"Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."
ey büyüleyici kadının güzel görüntüsü
ah bir mihrap dikebilsem adına
ışığımsın,düşlerimsin
biricik sevgilimsin benim...
''Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla,
aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler. ''
"Daha çok anlat" dedim.
"Hoşuna gidiyor mu?"
"Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."
"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"Gider gibi yaparız."
Jose Mauro De Vasconcelos, Şeker Portakalı.
Henri Beyle Stendhal
Yunus Emre
Ahmed Arif
Panait Istrati
Emile Zola
Aliya İzzetbegoviç
Truman Capote
Adalet Ağaoğlu
Georges Perec
Jamie McGuire