... Çaresizlikle umutsuzluk arasında gerilmis, - AlıntıSöz

... Çaresizlikle umutsuzluk arasında gerilmis, korku dolu, küçük küçük, uzak uzak, diken diken yüzler. Onlarca, yüzlerce, binlerce... Bazıları bosvermisligin ortasında unutulmuş, sarkık bir çorap gibi. Bazıları, derin bir kaygının şeklini almış, rengini almış ve donmuş. Bazıları boşluğa düşülmeden önce neler konuşuluyorduysa işte o konuşmaların tatsızlığına bulanmış, sonra düşmenin rüzgârıyla şöyle bir dalgalanmış ve tam un ufak olup dağilacakken, camlara yapışıp kalmış. Orada değil de, görüntülerle dolup taşan bir lunaparkta gibi bazıları da. Duruşlarında kocaman birer dönmedolap saklı sanki. Gözlerindeki donuk ışıltılara kadar yükseliyor kimi zaman bu dönmedolaplar, isiltilarin içinde bir an bol güneşli bir çocuk yüzü gibi görünüyor, ortaya masmavi, bir bakımlık gökyüzü bırakıyor, sonra da yavaş yavaş alçalıp gene kayboluyor. İnsanların çoğu yere inmiş, ofkeleri burunlarinda, geziniyorkar belki. Ellerinde sinir hapları, su şişeleri ,poşetler ve bayatlamaya yüz tutmuş günlük gazeteler. Herkes leblebi yer gibi sinir hapı atıyor ağzına, herkes gazetelerin birinci sayfasında pıhtılaşan kanlara gözucuyla bakıp bakıp susuyor ve herkes adımını ileriye doğru değil de, kendi içine doğru atıyor. Ola ki, kimileri de bir yandan başlarını çevirip çevirip arada bir düştükleri bosluktan kurtuluyormus gibi vınlayan araçlara bakarken, bir yandan da, şehrin patçalanmışlığını yansıtan bölük porcuk cümlelerle konuşuyorlar. Belki bir semtten gelenler, öteki semtlerden gelenlere geldikleri semti anlatıyorlar o sırada. Böylece, aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor. Ancak kelimelerle gidiliyor ya da, kalınacaksa kelimelerle kalınıyor, kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor ve sonunda gene kelimelerle kös kös geri dönülüyor ama, ben merdiven basamaklarını kendi ayaklarımla indim o gün, kapıya kendi ayaklarımla çıktım , şehri kendi gözlerimle gördüm, derken bir taksiye bindim ve tıpkı Alaaddin gibi doğruca o serserileri, ayyaşları ve üçkağıtçıları bulabileceğim yerlere gittim.

Diğer Hasan Ali Toptaş Sözleri ve Alıntıları