?? Varoluşçuluk tarihle ahlâkı uzlaştırma çabası içindeydi; bu iki kavramı bir geçiş döneminin unsurları olarak görüyor ve insanlara, anlamsız, boş ve vahşet dolu olan her şeye haysiyetlerini yitirmeksizin gerçekçi gözlerle bakmalarını öğütlüyordu. Yani küçük burjuvalara ne zamandır düşledikleri çözümleri getiriyordu. Görünüş belki böyle, ama gerçek çok başkaydı; zaten Sartre'ın başarıları ne ölçüde gürültülü olursa olsun, bu yüzden eksik kalmış, küçük-burjuvanın sakat inancıyla gerçeklik arasındaki farkın uyuşmazlığını baştan sona yansıtmış, bu çelişkiye ayna tutmuştur. İnsanlar,ne zamandır özledikleri bir yiyecek bulmuş gibi saldırmışlardı onun kitaplarına, fakat çoğunun dişi kırıldı, çığlıklar koyverdiler, haykırışlarındaki şiddet herkesin ilgisini çekiyor, herkesi meraklandırıyordu. Sartre kişisel planda, ahlâka özgü değerleri savunarak onları kendi yanına alıyordu; ama getirdiği yeni ahlâk burjuvalarınkine benzemiyor, bu yüzden hepsinde bir telâş yaratıyordu. Sartre'ın romanları, görmezlikten geldikleri, görseler bile unutmaya çalıştıkları perişan bir toplumu önlerine seriyordu; sonunda onu uğursuz bir gerçekçilik tutkusu ile suçladılar, sefalet edebiyatı yaptığına hükmedip işin içinden sıyrılıverdiler. Kendileri hakkında, zaten kendilerinin de bildikleri bazı gerçeklerin yeniden ve usulca kulaklarına fısıldanması hoşlarına gidiyordu, ama hiçbiri gerçekliğin karşısına çıkabilecek kadar yiğit değildi.??
Diğer Simone de Beauvoir Sözleri ve Alıntıları
- Siyaset, insanlara dıştan eylemde bulunma sanatıdır; insanlığın bir bütün olarak kendi içinde örgütlenebildiği gün, siyasete hiç gerek kalmayacaktır.
- Siyaset, insanlara dıştan eylemde bulunma sanatıdır; insanlığın bir bütün olarak kendi içinde örgütlenebildiği gün, siyasete hiç gerek kalmayacaktır.
- ...
''Ömrümde ilk kez iyinin doğru ile aynı anlama gelmediğini farkettim...'' - ...
'' İkili bir yaşam sürüyordum. Gerçek benliğimle, başkalarının gördüğü 'ben' arasında dağlar vardı...'' - ...
'' Sadece kişisel duygular önemlidir, raslantısal kan bağlarının önemi yoktur...'' - ...
''Felsefeci hiç birşey bilmediğini bildiği ve bilmeye değer hiçbir şey olmadığını anladığı noktaya ulaşınca, herşeyi bilmiş oluyordu...'' - ...
''İnsan ne denli göz yaşı dökerse döksün, sonunda burnunu siler...'' - ...
''Ah sevgilim, artık çok geç, kırıldı yüreğim,
Acının doldurmaya yetmeyeceği denli derin bir kırık,
Ve öylesine uzun uzun ağladım ki...''
(Seine) - ...
''Gövde kafaya ve ruha uyarsa, herşey yolunda gider, ama beden hiçbir zaman öne geçmemelidir...'' - ...
''Rüzgar ve yorgunluk insanın gözünü sulandırır, bir çeşit gözyaşıdır bu.''...