?? Muhammed Abduh şöyle diyor; ?Onlar dini terk ettiler, hürriyete, efendiliğe ve bütün dünyaya hükmetme noktasına ulaştılar. Biz dini terk ettik, zillet, ayrılık, bölünme, tefrika, yıkılmanın içine düştük, bize dikte edilen her şeyi almaya hazır olduk ve bize zorla verilmek istenen, önümüze atılanları almak durumunda kalmak noktasına ulaştık? ?Niçin? Neden bir sebep iki yarı noktada, iki sosyal şartta, birbirine zıt ve ters iki ayrı netice doğuruyor? Çünkü sosyolojide, felsefede, ilimlerde gerçekler iki türlüdür. Bir iş, bir mesele; ya hakikattir, ya batıl. Eğer gerçekse, her yerde gerçektir ve her zaman da hakikat. Misal olarak eğer, yer çekimi gücü güneşin etrafında dönüyorsa, bu hem Avrupa?da hem İran?da doğrudur. Bin sene, yüz bin sene sonra da doğrudur. Eğer bu teori doğru değilse, her yer ve her zamanda doğru değildir. İlmi ve felsefi meselede bir olgunun hak mı yoksa batıl mı olduğuna bakmak lazım. Ama, sosyal meselelerde başka bir sebebi de değerlendirmemiz gerekiyor. O sebebi unuttuğumuzda, bütün yargılarımız iç-içe ve karşı karşıya batıldır. Sosyal meselelerde, hak ve batıldan ayrı olarak (5) idrak etmek, neden ve nerede planlandığı meselesi üzerinde düşünmek söz konusudur. Bunun göz önünde bulundurulması gerekir. Öğrencilerden biri Kisrevi konusunda bana soru sorduğunda şöyle cevap verdim: ?Benim Kisrevi?nin kitapları, sözleri ve maksadıyla bir işim yok. Farz edelim her söylediği doğrudur, yüzde yüz mantıki ve ilmi gerçeklerdir. Ama unutmamanız ve unutmaman gereken, onun meseleyi söz konusu ettiği sosyal şartlar ve dönemin hakim olduğu atmosferde bu mesele başkaydı.?
Diğer Ali Şeriati Sözleri ve Alıntıları
- Ya parolalar? Liberalizm! Yani duygusuzluk. Demokrasi! Yani "senin nasibini zaten ayırmış olanları seçmek!" Hayat mı? Maddi varoluş.
Ahlakiyat mı? Fırsat kollayıcılık(opportünizm) ve bencillik. Hedef?
Tüketim. Hayat felsefesi? Doğal iştahları doyurmak. Son hedef? Zevk ve eğlence içinde bir hayat. İnanç, ideal, aşk? Varlığın anlamı? Onları da unutuver canım! - (Ali için ) "Toplumsal güç elinde değil iken sükut eden ve güce kavuşunca muhafazakarlaşmayıp aksine devrimcileşen tek insandır"
- " İnsanın eşyadan daha fazla faydalanmasını sağlamak bilimin tek amacı olamaz"
- Ya parolalar? Liberalizm! Yani duygusuzluk. Demokrasi! Yani "senin nasibini zaten ayırmış olanları seçmek!" Hayat mı? Maddi varoluş.
Ahlakiyat mı? Fırsat kollayıcılık(opportünizm) ve bencillik. Hedef?
Tüketim. Hayat felsefesi? Doğal iştahları doyurmak. Son hedef? Zevk ve eğlence içinde bir hayat. İnanç, ideal, aşk? Varlığın anlamı? Onları da unutuver canım! - (Ali için ) "Toplumsal güç elinde değil iken sükut eden ve güce kavuşunca muhafazakarlaşmayıp aksine devrimcileşen tek insandır"
- " İnsanın eşyadan daha fazla faydalanmasını sağlamak bilimin tek amacı olamaz"
- Tarih boyunca başkaları gelip ekmeğini talan etsin diye,açın açlığını hakim kılmak için kurulan,fakirliği üreten ve onun bekçiliğini yapan bir din hakkındaki yargılarımız hiç şüphesiz doğrudur. Ancak nasıl olur da Ebuzer'i yetiştiren din hakkında da aynı şeyi düşünürüz? Ebuzer, İslam'ın o tertemiz, parlak ve mükemmel çehresi; Paygamber'in yetiştirdiği şahsiyet, hiçbir şeyi olmayan Ebuzer. Sahip olduğu her şey bu fabrikanın,bu kitabın ve bu öğretinin ürünüydü. İşte bu dinin inşa ettiği bu kişi şöyle der: ''Evinde yiyecek bir şey olmadığı halde, kılıcını çekip de insanlara saldırmayan kimseye şaşarım!''
- "İrfanî metinlerimiz, ?İslamî ibadet' adıyla elimizde bulunan şekillerle birlikte, toplu olarak bilinçli bir şekilde bize öyle bir egzersiz bağışlıyor ki, bu egzersiz ruhumuzu her günkü yaşam bataklığına düşmekten, tüketim-perestlikten, lüks-perestlik ve alçak rekabetler içerisinde hapsolmaktan kurtarır... Victor Hugo ne diyor: ?Sonsuz küçük, sonsuz büyük karşısında yer alıyor.' Nerede? Namazda!"
- "İbadetten maksat, insanla Allah arasında sürekli devam eden varlıksal birleşme ve bağlılıktır. Allah, anlam, güzellik, hedef, amaç, iman ve bütün insani değerlerimizin kaynağıdır. Onsuz her şey boş, anlamsız, saçma, zelil bir bataklığa düşer. Bugün ibadetin rolü dün ve evvelki günden daha çoktur."
- "Peygamber Mescidi'nin beş-altı kapısı var. İmam namaza durmuş, mescidin tamamı saf tutan cemaatle dolu... Herkes bu namaza bağlanmıştır... Topyekün ümmet eğiliyor, topyekün dalgalanıyor. Bu durum öyle bir gerçeklik yaratıyor ki, hiçbir duygu-düşünce onun yerini tutamaz. Bu harekette bulunan insan, yeryüzündeki bütün İslam varlığıyla dost olduğunu ve uyum içerisinde bulunduğunu hissediyor. Bundan dolayı dünyada ?Biz' duygusuna sahip oluyor."