?? Kur?an?a baktığımızda ilk kelimenin, Allah, son kelimenin ise en-nâs (insanlar) kelimesi olduğunu görüyoruz. Kur?an?ın her yerinde muhatap insandır. Birinci bölümde ?Allah ve insan dini? olarak ifade ettiğim hak din, felsefî açıdan -panteizm dışında- Allah?ın zatını, Onun dışındaki varlıklardan ayırmaktadır; ancak sosyal bakımdan ikisini aynı safta görmektedir. İnsanın sosyal ve ekonomik hayatı ile ilgili bütün ayetlerde Allah kelimesinin yerine en-nâs (insanlar) kelimesi, en-nâs (insanlar) kelimesi yerine de Allah kelimesi kullanılabilir. Mesela ?Mal, Allah?ındır. ifadesi, putperestlerin iddia ettiği gibi, Allah?ın da ihtiyaçları vardır; onun için mabede ve onun sahibine adaklar ve kurbanlar vermek gerekir, şeklinde anlaşılmamalı. ?Mal, Allah?ındır.? ifadesi, ?Mal, insanlarındır.? demektir. Bu, günümüz dünyasının etkisinde kalarak benim yaptığım bir yorum değildir; Ebû Zer el-Gıfarî?nin, Muaviye?nin yakasından tutup ona söylediği şu sözün aynısıdır: ?Sen, ?Mal, Allah?ındır.? şeklindeki sözünle insanların malını yemeyi amaçlıyorsun ve şunu demek istiyorsun: Mal, insanların değil Allah?ın malıdır, ben ise Allah?ın yeryüzündeki temsilcisiyim. Dolayısıyla da insanların (kamu) malını dilediğim gibi kullanırım, istediğim kimselere veririm ve istemediğim kimselere de vermem!? Bu sözü ile Ebû Zer, Muaviye?ye ?Mal, Allah?ındır.? ifadesinin, ?Mal, insanlarındır.? anlamında olduğunu dolayısıyla da malın ve servetin, imtiyazlı sınıfa değil halka ait olduğunu öğretmiş oluyordu. Allah?ın malı, halkın malıdır; çünkü sosyal ve ekonomik konularda Allah ile halk / nâs aynı saftadırlar. Bundan dolayıdır ki, ?İnsanlar, Allah?ın ailesidir (ıyâl). ?denmiştir.??
Diğer Ali Şeriati Sözleri ve Alıntıları
- Ya parolalar? Liberalizm! Yani duygusuzluk. Demokrasi! Yani "senin nasibini zaten ayırmış olanları seçmek!" Hayat mı? Maddi varoluş.
Ahlakiyat mı? Fırsat kollayıcılık(opportünizm) ve bencillik. Hedef?
Tüketim. Hayat felsefesi? Doğal iştahları doyurmak. Son hedef? Zevk ve eğlence içinde bir hayat. İnanç, ideal, aşk? Varlığın anlamı? Onları da unutuver canım! - (Ali için ) "Toplumsal güç elinde değil iken sükut eden ve güce kavuşunca muhafazakarlaşmayıp aksine devrimcileşen tek insandır"
- " İnsanın eşyadan daha fazla faydalanmasını sağlamak bilimin tek amacı olamaz"
- Ya parolalar? Liberalizm! Yani duygusuzluk. Demokrasi! Yani "senin nasibini zaten ayırmış olanları seçmek!" Hayat mı? Maddi varoluş.
Ahlakiyat mı? Fırsat kollayıcılık(opportünizm) ve bencillik. Hedef?
Tüketim. Hayat felsefesi? Doğal iştahları doyurmak. Son hedef? Zevk ve eğlence içinde bir hayat. İnanç, ideal, aşk? Varlığın anlamı? Onları da unutuver canım! - (Ali için ) "Toplumsal güç elinde değil iken sükut eden ve güce kavuşunca muhafazakarlaşmayıp aksine devrimcileşen tek insandır"
- " İnsanın eşyadan daha fazla faydalanmasını sağlamak bilimin tek amacı olamaz"
- Tarih boyunca başkaları gelip ekmeğini talan etsin diye,açın açlığını hakim kılmak için kurulan,fakirliği üreten ve onun bekçiliğini yapan bir din hakkındaki yargılarımız hiç şüphesiz doğrudur. Ancak nasıl olur da Ebuzer'i yetiştiren din hakkında da aynı şeyi düşünürüz? Ebuzer, İslam'ın o tertemiz, parlak ve mükemmel çehresi; Paygamber'in yetiştirdiği şahsiyet, hiçbir şeyi olmayan Ebuzer. Sahip olduğu her şey bu fabrikanın,bu kitabın ve bu öğretinin ürünüydü. İşte bu dinin inşa ettiği bu kişi şöyle der: ''Evinde yiyecek bir şey olmadığı halde, kılıcını çekip de insanlara saldırmayan kimseye şaşarım!''
- "İrfanî metinlerimiz, ?İslamî ibadet' adıyla elimizde bulunan şekillerle birlikte, toplu olarak bilinçli bir şekilde bize öyle bir egzersiz bağışlıyor ki, bu egzersiz ruhumuzu her günkü yaşam bataklığına düşmekten, tüketim-perestlikten, lüks-perestlik ve alçak rekabetler içerisinde hapsolmaktan kurtarır... Victor Hugo ne diyor: ?Sonsuz küçük, sonsuz büyük karşısında yer alıyor.' Nerede? Namazda!"
- "İbadetten maksat, insanla Allah arasında sürekli devam eden varlıksal birleşme ve bağlılıktır. Allah, anlam, güzellik, hedef, amaç, iman ve bütün insani değerlerimizin kaynağıdır. Onsuz her şey boş, anlamsız, saçma, zelil bir bataklığa düşer. Bugün ibadetin rolü dün ve evvelki günden daha çoktur."
- "Peygamber Mescidi'nin beş-altı kapısı var. İmam namaza durmuş, mescidin tamamı saf tutan cemaatle dolu... Herkes bu namaza bağlanmıştır... Topyekün ümmet eğiliyor, topyekün dalgalanıyor. Bu durum öyle bir gerçeklik yaratıyor ki, hiçbir duygu-düşünce onun yerini tutamaz. Bu harekette bulunan insan, yeryüzündeki bütün İslam varlığıyla dost olduğunu ve uyum içerisinde bulunduğunu hissediyor. Bundan dolayı dünyada ?Biz' duygusuna sahip oluyor."