Hiç bir meydana açılmayan bir sokakta, akşamların geç, sabahların hemen olduğu evlerin birinde tanıdım dünyayı. Çocukların hiçbiri kendiliğinden uyanmazdı uykulardan. Zamanın ağırlığını duymak için öyle yılların geçmesi gerekmiyordu. Susmaktan yontulmuş kara kuru birer heykeldi herkes. Gülmek, yaşama sevincinden çok bir zembereğin boşalmasına benzerdi. İki yorgunluk arasında aldığımız tek soluk trenlerdi. Günlerin onca darlığı içinde genişlik duygusunu kırlangıçlar öğrettiyse, uzakların tohumunu trenler attı içimize.
Diğer Şükrü Erbaş Sözleri ve Alıntıları
- "Sevgilim
Önce ölümden, sonra senden doğdum ben.." - ''Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci;
sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin!'' - "Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü"
- "İçimde dünyanın bütün akşamları
Tuttum ağzının sabahına sözler söyledim
Ey güzelliğin ölümden büyük yaşama gücü
Yalnız ölenler unutur birbirini
Seni sevmeye yeni başladım.." - bir masal gibi söylene söylene ocak başlarında
zamanın küllenen yüreğinde duracağım. - "Sevgilim
Önce ölümden, sonra senden doğdum ben.." - ''Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci;
sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin!'' - "Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü"
- "İçimde dünyanın bütün akşamları
Tuttum ağzının sabahına sözler söyledim
Ey güzelliğin ölümden büyük yaşama gücü
Yalnız ölenler unutur birbirini
Seni sevmeye yeni başladım.." - bir masal gibi söylene söylene ocak başlarında
zamanın küllenen yüreğinde duracağım.