- Peki , insanları en geniş anlamda dini düşü - AlıntıSöz

- Peki , insanları en geniş anlamda dini düşünce ve inançlara sevk eden duygu ve ihtiyaçlar nelerdir ? Biraz dikkat edersek , dini düşünce ve deneyimin ortaya çıkışında çok farklı duyguların hakim olduğunu görürüz . İlk insanlarda , dini düşünceleri harekete geçiren şey her şeyden önce çok korkudur - açlık korkusu , vahşi hayvanlar , hastalık ve ölüm . Varoluşun bu erken döneminde , nedensellik anlayışı genellikle az gelişmiş olduğu için , insan aklı , irade ve davranışlarıyla bu korkunç olaylara neden olan varlıklar yaratır . Artık amaç , nesilden nesile aktarılmış olan geleneklere uygun şekilde , bu varlıkların gönlünü alacak ve onların ölümlülere iyi davranmasını sağlayacak eylemlerde bulunmak ve kurban sunmaktır . İşte bahsettiğim bir korku dinidir . İnsanlar ve korkulan bu varlıklar arasında aracılık yapan ve buradan hareketle , insanlar üzerinde tahakküm kuran , özel papaz kastının oluşmasıyla beraber , durum büyük ölçüde istikrar kazanır . Konumu başka faktörlere ya da ayrıcalıklı bir sınıfa bağlı olan lider ya da yönetici ise bu konumu sağlamlaştırmak için dini fonksiyonları seküler otoritesiyle birleştirir ve siyasi yöneticilerin ve papaz kastının çıkarları doğrultusunda hareket eder . Dinin ortaya çıkmasını sağlayan diğer bir kaynak ise toplumsal hissiyatlardır . Anneler , babalar ve daha büyük toplulukların liderleri ölümlüdür ve hata yapabilirler . Yönlendirilme , sevgi ve destek olma konusunda ki arzuları , insanları , toplumsal ya da ahlaki bir Tanrı anlayışı oluşturmaya sevk eder . Bu koruyan , idare eden , ödüllendiren ve cezalandıran Takdir - i İlahi ' dir ; inananın bakış açısına bağlı olarak kabileyi , tüm insan ırkını ya da yalnızca hayatı seven , kutsayan , acıları hafifleten , özlemleri dindiren ve ölülerin ruhlarını koruyan Tanrı ' dır . İşte bu toplumsal ya da ahlaki Tanrı anlayışıdır . ... Doğu dinleri , öncelikle ahlak dinleridir . Korku dininden ahlak dinine geçiş bir ulusun hayatında çok önemli bir adımdır . İlkel dinlerin tamamen korkuya , uygar insanların dininin ise yalnızca tamamen ahlaka dayandığını söylemek denetim altına alınması gereken büyük bir ön yargıdır . Sosyal hayatın daha yüksek düzeylerinde ahlak dini hakim olsa da , doğru olan bunların hepsinin ara türler olduğudur . Tanrı anlayışlarının antropomorfik ( insanbiçimci ) olması bu türlerin ortak noktasıdır . Bu düzeyin ötesinde bir anlayışa erişebilenler genellikle yalnızca doğuştan yetenekli bireyler ve açık fikirli topluluklardır . Saf biçimine az rastlansa da , dini deneyimin bunların hepsine ortak , '' kozmik dini duygu '' olarak adlandıracağım üçüncü bir hali vardır . Bu duygudan nasibini almamış birine bunun nasıl bir şey olduğunu anlatmak çok zordur ; zira antropomorfik bir Tanrı anlayışına da sahip değillerdir .

Diğer Albert Einstein Sözleri ve Alıntıları