(...) ne acayip, ne acı ve iğrenç şeyler dinle - AlıntıSöz

(...) ne acayip, ne acı ve iğrenç şeyler dinlemiştil Karısının mücevherlerini satıp fahişelere yediren damatlar, çocuklarını aç bırakıp Galata meyhanelerinde sürten babalar, dışarıda yüz kişinin uşaklığına dayandıktan sonra evinde bir kap yemeğin etrafına zalim bir istibdadın zehirlerini döken kocalar... Bunlar bitmez tükenmez değişiklikleriyle onun gözlerinin önünden geçerdi. İnsan yaradılışının ne kadar kötü, çirkin, aşağılık, murdar, miskin hastalıkları varsa, burada ona acılarını anlatırlardı. Böyle, hastane onun için insan hayatına dürbünlerini dikmiş bir rasathane hükmünü alırdı ve burada dürbünlerin bütün camları dünyayı karanlıklara gömen bir karanlıkla renkliydi.

Diğer Halid Ziya Uşaklıgil Sözleri ve Alıntıları