(...) kendi kabuğuna böylesine kapalı olan Japo - AlıntıSöz

(...) kendi kabuğuna böylesine kapalı olan Japonya'nın dünyaya açılımı 1800'lü yılların ikinci yarısında, İmparator Meici tarafından sağlanmıştır. Bu dönemde Avrupa tabak, çanak, fincan gibi Japon seramiklerini çok sevmiş ve ithal etmeye başlamıştır. Tüccarlar, uzun süren deniz yolculukları sırasında eşyanın kırılmaması için kağıtlara sıkıca sarılmasını isterler. porselen ve seramikler hazırdır, sipariş de vardır, ama günlerce sürecek deniz yolculuğunda ambalaj olarak kullanılacak kağıt ihtiyacı da çoktur!
Geleneksel Japon resim sanatı olan ukiyo-e yetişir imdada. Doğa ve gündelik hayata ilişkin olan bu resimlerden Japonya'da öylesine çok vardır ki, eski ve kullanılmayan ukiyo-e ler Avrupa'ya gönderilen kırılacak eşyanın sarılıp sarmalanmasında kullanılır.
İlk gemiler Avrupa kıyılarına ulaşınca, akılları porselen ve seramiklerin kırılıp kırılmadığında olan tücarlar ilk önce paketleri açıp, kontrol ederler ve bu sırada eşyanın sarılı olduğu kağıtları da atarlar.
Zamanla, ukiyo-e resimelrinin limanlarda biriken kağıtları sanatsever tüccarların ilgisine çeker. Karlı dağların, köpüklü dalgaların, köprülerin, meyve ağaçlarının çiçekli, incecik dallarının insana baktığında huzur veren renklerle çizildiği resimlerden etkilenler öylesine çoktur ki, onlardan biri Anvers Limanı'na her gün gelmekte ve porselen takımları koruma görevi sona erdikten sonra atılan Japon resimlerini toplamaktadır. O adam Hollandalıdır ve tek kelime Flemenkçe bilmeyen Doktor Genpaku'nun yaptığı gibi, hiç tanımadığı Japon resim sanatının dilinden etkilenerek tablolar yapıp, altlarına imzasını Vincent van Gogh olarak atacaktır!

Diğer Sunay Akın Sözleri ve Alıntıları