- Aydınlık..!Sen en güzel aydınlık..!Bizi bırakma. Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek,kurtar bizi insan yaradılışımızın korkunç karanlığından. İçimizde,ta derinlerde kükreyen o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların dünyasında biz unutmak istemiyoruz...
- Aldanmak...En büyük yıkıntısı iç dünyamızın. Aldanmak...Ses veren üç telimizden birinin kopması. Aldanmak o en son,fakat en keskin kabullendiğimiz gerçek.Sen hiç aldatma ne olur..?Yıkılışım da sevgim kadar büyüktür benim. Bırak,kalbimden ses veren bütün teller ben yaşadıkça sana inanmayı söylesin. Sana kayıtsız,şartsız inanmak olsun;bütün kazancım yaşamaktan. O zaman her şeye katlanırım. Korkulardan,endişelerden uzakta her saniye yaşadığımı bilirim. Çaresizlikler beni korkutmaz. Şu aşağılık dünyanın hiç bir acısı seni sevmeyi unutturamaz bana artık.
- Artık aldanmak istemiyorum. Seni aldatmak zevkinden sonuna kadar mahrum edeceğim. Beni aldatmanın acısını da sevincini de hiç tattırmayacağım sana. Çünkü,aldattığın zaman;yemin ediyorum yeryüzünde olmayacağım. İnanmışlığım ölüme kadar sürsün,bırak. Zarımı son defa senin için atıyorum.
- Fakat gelişin her şeyi unutturuyor. Sıkıntılı öğle sonları günün en yaşanmaya değer saatleri oluyor sen gelince. Kızgın bir güneş altında bana karlı dağ yamaçlarının serinliğini getiriyor ellerin. ..
- Duyarlarsa diyorsun. Duysunlar ne çıkar..? Seven insanın bir suçlu gibi ezik olması neden..? Sevmek ve sevilmek hakkımızı kullanıyorsak bundan kime ne..? İnsan olarak aşktan başka övünecek neyimiz kaldı..? Erdem yalan söylemek mi..? Hırsızlık etmek mi..? Katil olmak mı..? Yoksa esirleri fırınlarda yakmak mı erdem..? Bir milletin gençliğini savaş meydanlarında yok etmek mi..? Yalnız sofular mı erdemli bu dünyada..? Çıkarını düşünenler mi namuslu..? Aşka saygı duymayanlar utansın yaşadıklarına,sevenler değil.
- Sonra sevdiğin bir plağı çalmak geliyor aklıma. Birden seviniyorum. Her şeye rağmen yine seninleyim, ne iyi. Beşinci senfoniyi dinliyorum. Odayı orkestranın güçlü,tanrısal sesi dolduruyor. Hiç ayrılmadığımıza ve ayrılmayacağımıza inanıyorum. Yüzyılların ardından bir Beethoven sesleniyor,isyan ediyor zamana. Ve sonra bir başka plakta Schumann ağlıyor,ben ağlıyorum,uzaklarda sen ağlıyorsun. Aşkın ve sanatın ölümsüzlüğüne bir kere daha inanıyorum. Artık seni sevdiğime pişman değilim...
- Korkulardan, endişelerden uzakta her saniye yaşadığımı bilirim. Çaresizlikler beni korkutmaz. Şu aşağılık dünyanın hiç bir acısı seni sevmeyi unutturamaz bana artık....
- Ama ne sen gel dedin Ne de ben gelebildim her şeye rağmen...
- Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?..
- Her şey bize biz kadar yabancı artık Giderek yitiyor zaman içinde insan Oysa ki, çağları aşabiliriz birlikte, gel Şimdi yada hiç bir zaman...