Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok ötesine geçer. Sevgi, en derin anlamını, kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulur. Sevilen kişinin gerçekte orada olup olmaması, yaşayıp yaşamaması, bir anlamda önemli olmaktan çıkıyor...
Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her 'nasıl'a dayanabilir...
Bu dünyada iki insan ırkı olduğunu, ama sadece iki ırk olduğunu -soylu insan "ırkı" ve soysuz insan "ırkı"- öğrenebiliriz. Her ikisi de her yerde bulunur, toplumun her kesimine sızar. Hıçbir grup sadece soylu ya da sadece soysuz insanlardan oluşmaz. Bu anlamda hiçbir grup "arı ırk" değildir...
Ama gözyaşlarından utanmamız gerekmiyordu, çünkü gözyaşları, bir insanın cesaretlerinin en büyüğüne, acı çekme cesaretine sahip olduğuna tanıklık ediyordu...
'' İnsanı en çok yaralayan şey (ki bu hem yetişkinler hem de cezalandırılan çocuklar için geçerlidir) fiziksel acı değil, haksızlığın, mantıksızlığın verdiği ruhsal ıstıraptır...''
"Aklınızı kaybetmenize neden olacak şeyler vardır ya da kaybedecek aklınız yoktur." LESSING
Yaşam trajik yanlarına karşın, potansiyel anlamını koruyabilir mi?
Optimum : Belli bir durumda olabilecek en iyisi.
İnsanın, '' her şeyden yoksun kalmış yaşamından başka kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını '' ansızın kavradığı an neler yaptığını görür.
Varoluşçuluğun ana teması: Yaşamak acı çekmektir; yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır (Syf 9).
Ayfer Tunç
Anton Çehov
Batuhan Dedde
Stephenie Meyer
Reşat Nuri Güntekin
Kürşat Başar
M. Fethullah Gülen
John Flanagan
Nancy Pickard
Nihat Genç