_ Oh, ne güzel saçlar! Kaç para verirsin? -On frank Hadi, kes o zaman. Yünden örme bir eteklik alarak Tenardiyelere yolladı. Bu jüponu gören karı koca çok kızdılar, onların derdi giysi değil, paraydı. Etekliği kendi kızları Eponin'e giydirdiler. Oysa, Fantin mutluydu; şöyle düşünüyordu: "Artık kızım üşümüyor, onu saçlarımla giydirdim."
Bana bakın javer, ilk adalet, vicdandır.
Kimse onun yaşını kestiremezdi, sanki hiç genç olmamış ve hiç bir zaman ihtiyarlamayacak tiplerdendi.
Aslında, o, kimsesiz bir çocuk sayılmazdı. Bir ailesi vardı; ancak babası onu benimsemediği gibi, anası da sevmezdi. Bu gibi çocuklar kimsesiz yavrulardan çok daha acınmaya layıktır.
En büyük hatası da sonuna kadar iki nankörü sevmesi oldu. Vatanını ve beni.
Benim babam kahraman bir adamdı. Fransa Cumhuriyetine şerefle hizmet etti, yaşamının yirmi beş yılını zorluklara göğüs gererek, güneş altında, yağmur altında, kurşun altında geçirdi; yirmi kez yaralandı fakat asla sızlanmadı, tek başına, yoksulluk içinde öldü. En büyük hatası da sonuna kadar iki nankörü sevmesi oldu. Vatanını ve beni.
Sefalet de bir alışkanlık olur.
Belki evlatlarını sevmeyen babalar bulunur, fakat torunlarını sevmeyen dedeler çok azdır.
Bağışlayın Mösyö, sözlerinizden tek anladığım sizin bir haydut olduğunuzdur.
Susmak, yalan söylemek değildir, diyeceksiniz, hayır haksızsınız, yalan söyleyen suskunluklar vardır. Ben de her gün yalan söylemek istemedim.
Hasan Ali Toptaş
Nuri Pakdil
Simone de Beauvoir
Oğuz Atay
William Shakespeare
Tomris Uyar
Cecelia Ahern
Dido Sotiriyu (Dido Sotiriu)
Sir Arthur Conan Doyle
Joseph Conrad