- "Sam,ona kendi varlığını kendi başına anlamlandırma anlayışı aşılayan bir annesi olduğu için şanslıydı." s. 172
- Araba bagajlarında çok fazla süprizle karşılaşılırdı, o çelik rahimlerin içinde embriyolar gibi büzülmüş çok korkunç şeyler olurdu...
http://www.kontesce.com/2012/11/buz-gibi-soguk-tess-gerritsen.html - Önemli kararlar hep zordur.
- Ben bir kez öldüm bile, diye düşündü. Bu yepyeni bir yolculuk, ikinci bir şanstı.
- Masada dört tabak, dört çatal ve dört bardak donmuş süt vardı. Tabaklardaki yemeklerde donmuştu; beton gibi sertleşmiş patay pürelerinin yanında siyah boğum boğum bir şeyler duruyordu hepsi de incecik bir buz tabakasıyla kaplıydı.
- Kusursuz suç, diye düşündü Jane. Ama bir görgü tanığı vardı. Mahsen merdiveninin altına saklanmış, sessiz bir kız.
- Yaklaşan ayaklar tam da önünde durdu. Kapkara boyadığı yüzünün tam ortasındaki ışıl ışıl gözleriyle bir adam tepesinde duruyordu. Jane birazdan yaşanacakları biliyordu. Üzerie kan damlatan Denzel'ın bedeni ona her şeyi açıkça söyler gibiydi.
O burada.... - Sistemler yıkılmak içindir.
- Evet en kötü kısmı atlattım. Ama bir kadın ne zaman aşık olsa, gerçekten aşık olsa, bu onda mutlaka bir şeyler götürür. Bir daha hiçbir zaman yerine konulamayacak bir şeyler.
- "Uzun boyluydu, saçları düzgün kesimliydi, vücudu yapılıydı. Tipik FBI ajanı" Milo Polowski'nin sarkık göbeğine bakarken bir sessizlik yaşandı. Milo, "Pekala." dedi. "belki de tipik değildi."