- Korkmaz mıyım? Korkmaz olur muyum? Korkarım kuşkusuz. Hele böyle bir saatte, ortalık böyle ıssızken! Sokaklar çöl gibidir böyle saatlerde, çölden de korkunçtur: adamlar hiç yok gibidirler, dünyadan çekilmişlerdir sanki, ama, belli mi olur, bakarsın, birden çıkıverirler ortaya, isterlerse alıp götürürler seni, isterlerse donuna dek soyarlar, isterlerse oracıkta bitirirler işini. Ama şimdi durum başka: yanımda sen varsın.
- "Ismarlama kalıplar içinde sıkışıp kalmış değilsek, yazdığımız her satırda kendimiz varsak, 'Ben böyle düşünüyorum!' demek bile iki yönlü bir yaratmadır her zaman."
- "Herkesin sözcüsü olmak herkes olmaktı bir bakıma, herkesin ölçüsü olmaktı, herkesin ölçüsü olarak ölçüyü ortadan kaldırmaktı."
- Ne de olsa en büyük kazığı kimden yerse, onu başına taç eden bir halkın içinden çıkmıştım. Ne çıkması, hep bu halkın yazgısını paylaşıyordum.
- Yok ! Yok diyorum ! Yoktan yonga kopar mı..?
- "Gerçek edebiyat ruhsal sağlığımızın güvencesidir, her zaman sürdürmüştür bu işlevini; umarım, bundan sonra da sürdürür..."
- "Her şey birbirine karışıyordu. Ne yalanın yalanlığı kalıyordu, ne gerçeğin gerçekliği. Her şeyiniz dönüp dolaşıp sözcüğe geliyordu, orada çakılıp kalıyordunuz."
- Söylenmemişi söyleyebilmiş olanların söylemlerini araştırırken söylenebilmişin düzleminde kalmıştı ister istemez.
- Kalabalıklar önünde, çığlık çığlık söylenenler söz değil, gösteri yalnızca! Bu nedenle sesler yükseldikçe gerçek siniyor, söylevler ve söylevciler çoğaldıkça gerçek çekiliyor ortalıktan, şu dünyada gerçek diye bir şey olmuş muydu, olmuşsa neydi, yavaş yavaş bunu bilme olanağı bile kalmıyor, öykünme içinde bir öykünmedir sürüp gidiyor. Sayfa: 21
- Ne de olsa en büyük kazığı kimden yerse, onu başına taç eden bir halkın içinden çıkmıştım. Ne çıkması, hep bu halkın yazgısını paylaşıyordum. Sayfa : 127