?Seni suçlamıyorum sevgilim, hayır seni suçlamıyorum. Bağışla beni eğer kalemimin mürekkebine arada sırada bir damla acı da karışıyorsa evet bağışla.?
?Ve senin bakışlarının altında gerçekleşen benliğinin hiçbir parçasıyla beni tanımadıgını, hayatından benim hayatıma, isterse bir örümcek ağı kadar incecik olsun, hiçbir hatıranın uzanmadığını gösteren o uyanış.Gerçekliğin uçurumuna ilk yuvarlanıştı, kaderime ilişkin ilk sezgiydi?
? Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, dairene girmeden önce fırlatıp attığın bir puro izmaritini çaldım ve onu dudakların değmiş olduğu için, artık kutsal bir nesne saydım.?
?Yalnızca seninle konuşmak istiyorum. Sana ilk defa her şeyi söylemek istiyorum bütün hayatımı bilmelisin, o hayat ki, hep senindi ve sen onu asla bilmedin.?
Tek bir düşünceye saplanıp kalmış her tür sabit fikirli insan hayat boyu ilgimi çekmiştir çünkü kişi kendini ne kadar sınırlarsa öte yandan sonsuzluğa o kadar yakın olur; özel nüvele-riyle, tıpkı karıncalar gibi dünyanın dikkat çekici ve bütünüyle eşsiz bir modelini oluşturanlar, tam da bu görünüşte dünyanın dışında kalanlardır.
Yeryüzünde başka hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
Ne kadar soyut görünseler de düşüncelerin bile bir dayanak noktasına ihtiyacı vardır, aksi takdirde deveran etmeye, anlamsızca kendi çevrelerinde dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe dayanamazlar.
?Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.?
"İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır."
"Ah,canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim,kendimi boğazlamış ve kendimden gizlemiştim;fakat şimdi bütün o baskı altındaki güç patlamıştı,yaşam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana galip gelmişti."
Ökkeş Şendiller
Vladimir Bartol
Yılmaz Yeşildağ
Simone de Beauvoir
Arthur Conan Doyle
Arthur Rimbaud
Ercan Kesal
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Arif Nihat Asya
Cengiz Aytmatov