- Ateş dediğin yanmak için değil yakmak için vardır kızım.Olduğu yerde, hararetiyle baş vaşa kalan ve sadece kendisini yakan ateş, kıymetsizdir. Sonu bellidir; kül olup rüzgarda savrulmak. Ateş dediğin yakacak ki işe yarasın.Bana dersin ki sevdğimin yüreği neden yanmıyor? Sana derim ki kabahat yakamayandadır.
- Çay dediğimizin usulu üçtür baba. Üç şeyden yapılıır; çay, su, şeker. Çay üç şeyde yapılır; ateş, semaver, demlik. Üç şeyde ikram edilir; çay tesisi, çay tabağı, çay bardağı. Çayın birçok dilde karşılığı üç harflidir. Bir de çay üçün olduğu yerde içilir baba! Bir sen, bir seni yaradan, bir de seni seven...
- İnsan çaya benzer evlat! Demin de olacak suyun da. Ne tek başına dem ne tek başına su... Dersen ki, ben demlendim ateşte piştim...O da yetmiyor. Demin üstüne koyduğun su kaynar olmalı ki dem, çay tadı versin
- Bu çam çok kozalak döktü Raşit Bey! Sen Osmanlıyı çam bilirsen, yanılırsın! Bugün aynı çam, Osmanlı gibi bir kozalak daha döküyor!
- Kiralanmış kafanın, köleliktir kirası; kööleler yağmalattı o mukaddes mirası...
- Büyük devlet olabilmenin ilk şartı; intikam alabilmektir efendim!
- Öyle ya, bu devirde Sinan gibi mimar; Süleymaniye gibi eser nerede? Mimar buldum desen Sinan bulamazsın, Sinan bulsan Süleyman bulamazsın; hepsin bir yerde görmek dilersen ille de Süleymaniye 'ye çıkarsın.
- Kurşunun hesabını üç kişi bilir; bir kurşunu veren, bir kurşunu ateşleyen, bir de kurşunu yiyen.
- Kasıt bardağı kırmaksa bardak çok evlat. Kasıt çayı içilmez kılmaksa badağı kırmak şart.Bardak dediğin çay taşıyan araç.Çay fikirse , bardak beyin...
- Bedava peynir fare kapanında bulunur!