- Gerçek aşka ve mutlu sonlara inanmıştık.
- "Bulana kadar ne aradığımızı bilemiyoruz bence..."
- "Sokaklarda insanlar sana bakıyor ama seni görmüyorlar."
- "İyi şeylerin bir sonu olduğunu söylüyor. Ama ben bu düşünceye katılmıyorum. Ben iyi şeylerin devam edebileceğine, edeceğine inanıyorum."
- Dünya zalim, üzücü ve karmaşık geliyordu.
- Hayat bana bir şey öğrettiyse bu, yarının hiçbir zaman olmayabileceğiydi.
- Aşka inansak da inanmasak da bence beyindeki kimyasal bir reaksiyona tepki veriyoruz. Nöronların diğer nöronlarla konuşması. Çarpışma, kıvılcım. Bom. Aşk veya aşk olduğunu düşündüğümüz şey. Sonra her zamanki gibi yok olup gidiyor. Hepsi bilim. Bunu aşk olarak tanımlasan da tanımlamasan da sonsuza kadar sürmüyor. Süremez. Beyin, yeni bir cazibeden aldığı bu sarhoşluk hissini devam ettirmek için yaratılmamış. En büyük aşk hikayeleri bile tencereye tavaya dönüşür.
- Laleler koparıldıktan sonra bile iki üç santim kadar uzamaya devam eden tek çiçek türüymüş. Onları izledin mi hiç? Her zaman güneşe doğru uzanırlar, çabalarlar, tadını çıkarırlar. Solsalar bile çok güçlüdürler. Yaprakları buruşur ve cesur birer gözyaşı gibi dökülürler.
- Birisi kötü bir şey, acı veren bir şey yaptığında bu onları sevmeyi bıraktığımız anlamına gelmez. Biz sadece rotamızı değiştiririz. Hayatımızı başka bir düzene sokarız. Ama aşk var olmaya devam eder.
- "Sadece kendin ol," dedi. "Ve kalbinin sesini asla kulak ardı etme. O sesi dinlemek canını yaksa ya da aklını karıştırsa bile."