- İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer.
- Hayatta en güvendigim insana karşı duyduğum bu kırgınlık adeta bütün insanlara dağılmıştı çünkü o benim için bütün insanlığın sembolüydü .
- Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa oynayamam.
- Onun yasadıgı yerde yasamak onun gibi yasamak değildi.
- Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bi şey eksiltmeli...Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; "Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!" deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma... Sonra en mühimi: Kendini halinden şikayet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun..
- ''Neden kızıyorsun ? Neden şikayet ediyorsun ? '' dedi.''İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun ? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar.Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır.Gözümüzü kör eden yedi renktir,kulağımızı sağır eden sesler,ağzımızı paslandıran yediklerimiz,kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır.Yüksek insan dışına değil,içine kıymet verendir.''
- Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
- Ömrünün bu en güzel gecesini ömrünün bu en korkunç gününün takip etmesi mi mukadderdi?
- Hayat, birbirinden ayırdıklarını kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile uzun zaman yan yana bırakmıyordu.
- Hiçbirşey beni, hakkımdaki bir kanaati düzeltmek mecburiyeti kadar korkutmazdı...