- Muhakkak ki bütün insanların bir ruhu vardı, ama bir çoğu bunun farkında degildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu...
- Hayır dostum, hayır! diyordu. ''Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemeyeceğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz...
- Bütün mesela etrafındakilerin onu tanımamasındaydı, o da kendini tanıtmak için teşebbüste bulunacak adam değildi...
- Elleriniz ne kadar soğuktu!" Dedim. Tereddütsüz cevap verdi: "Isıtın" Ve her ikisini birden uzattı.
- ..Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiç bir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu? Ahbapça bir Selam ve Temiz bir Gülüş...
- Her şey bitti mi? - Zannetmem Yalnız bir müddet dinlenmek ve birbirimizden uzak kalmak lazım. Ta ki, birbirimizi tekrar görme ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar..
- Bütün teessürlerimizi, inkisarlarımızı, hiddetimizi, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık ,beklenmedik taraflarınadır.Her şeye hazır bulunan ve kimden ne geleceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür...?
- Aradaki bütün bağlar, ruhlar beraber olmadıktan sonra, ne ifade ederler...?
- "Artık benim için eskisinden beter bir hayat başlayacak. Gene makine gibi akşam üzerleri alışveriş edeceğim. Kim ve ne olduklarını merak etmediğim insanlarla görüşüp onların sözlerini dinleyeceğim..."
- Evet aradığımı bulamayacağım...Fakat ne olur..?