- Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiği, her hangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce, bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sank, bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz...
- Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.
- Ama ruhumuz böyle gökyüzlerinde uçup dururken birdenbire yere inip insan küçüklügü ile karşılaşmak ne tuhaf oluyor. [s.27]~Katil Osman~
- "Bu dünya böyledir işte,kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır,kimi adı katile çıktı diye adam öldürür."[s.34] ~Katil Osman~
- "Niçin hep acı şeyler yazayım ? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin ? diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin ? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı ? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli ? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu ?" [s.59] ~Bahtiyar Köpek~
- ?Ah,ben hayvanları çok severim.Bütün canlı mahlukları,hayatı,güzelliği,saadeti severim.Bahtiyar bir köpek bile benim içimi sevinçle dolduruyor.Ben karanlık şeylerden bahsetmek için dünyaya gelmemişim.İçim tatlı,sıcak,neşeli şeyler anlatmak isteğiyle yanıyor.? Hele cümle alem bu köpeğin onda biri kadar rahata kavuşsun,bakın ben bir daha acı şeylerden söz açar mıyım!"[s.62] ~Bahtiyar Köpek~
- "Bu memleket bu aşağılık duygusundan ne zaman kurtulacak bilmem? Gavur olsun da kim olursa olsun.Hemen baş tacı ederiz."[s.71] ~Dekolman~
- Gözlerimin önünde annemin, kardeşimin, beraber oynadığımız arkadaşlarımın, sokakları dolduran insanların hep birden gülümseyen aydınlık yüzleri; kulaklarımda mermer çeşme yalaklarına akan berrak suların, şarkı söyleyen kızların, rüzgarda atlas gibi hışırdayan karaağaç yapraklarının ve sabahın ilk güneşiyle doğrulmaya çalışan çiy düşmüş tarlaların sesi; burnumda, fırından yeni çıkmış tepsi ekmeklerinin, taze kesilmiş çayırların ve tepedeki çamların arasından süzülüp akan rüzgarın kokusu vardı. [s.100] ~Çirkince~
- İnsan dedikleri mahlukun,içinde neler kaynaştığını biliyor muyuz? Öyle anlar olur ki,en ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir.[s.109] ~Kurtla Kuzu~
- Kendi içimizde,kendimize dair bilmediğimiz o kadar çok şey var ki... [s.109] ~Kurtla Kuzu~