- Özlem, çok da olsa, az da; hep, açılıdır. Burayla nasıl bağlantı kurduğumu bilmediğim bir anlamda, Nietzsche'nin defterine yazdığı bir düşünceyi notetmişim:- 'Varoluştan artık acı çekmeme'nin acısını çekmek olarak çekilen bir acı, ancak iki biçimde giderilebilir: ya, çabuk bir ölümle; ya da, uzun bir sevgiyle. (Tam yerini bulamadım; ezbere yaptığım çeviri de, bozuk olabilir------ sonradan bir yer buldum; ama bu, ilk okuduğum yer olmayabilir:- Zwei Wege giebt es, vom Leid euch zu erlösen : den schnellen Tod und die lange Liebe. (KGW vn 12 [16]) İki yol vardır, sizi acıdan kurtarabilecek: hızlı ölüm ve uzun sevgi.)
- Özlem, özlediğinle ilgili herşeyi unutsan da, özlediğini unutamamandır : özlediği'ni, ve, özlediğini ? özlemekte olduğunu...
- Özlem, özleneni, özlenmesi gerekmezken de özlemektir.
- Ne kadar yakınım sana Ve ne kadar uzak Onat Kutlar
- Yaşam, belki, kavranınca uzak; anlaşılınca, yakındır ? ya da, tersi...
- Özlem, özlenene ulaşamadıkça, özleyenin heryerini kaplar ? kendisini bile; artık, kendisinden, kendi varlığından, kendi varoluşundan bile, kuşkuludur ? Özlem, kendisini bile özler hâle gelebilir... ? Özlemin özlediği ?belki de? kendisidir?
- Özleyen, birlikte-yalnız; özlenen de yalnız-birliktedir ?bu süreçlerin karşılıklığı yoluyla da, özlem yalnızlıkta birliktelik /birlikte yalnızlıktır.
- Zaman, özlemin Medusa'sıdır.
- Özlem, en çok yöneldiği olduğu halde, yarını siler; çünkü en çok önem verdiği, dündür ?oysa, özlem, hep, şimdidedir:-
- Özlem herşeyi yakandır ? ancak da herşeyi yaktığında, özlemdir...