- Özlem, görememenin yoğunluğudur
- Gerçi, gitmiş olan, genellikle özlenendir; ama, iki yönlü de olabilir, gitmek : buna da ayrılmak denir ? özleyenin de özlenenin de, bir yerde birlikte bulunurlarken, birlikte, aynı anda, dönüp, ayrı yönlere, gitmeleri...
- Özlem açısındansa, önemli olan, kimin, nasıl gittiği değil, birisinin gitmiş olmasıdır ? özlem için, gitmek değil, gidilmiş olmaktır, özsel olan.
- Şule Gürbüz de özlem ile gitmek arasmda şöyle bir ilişki kurar:- özlem nasılsa gidip gidip hep durmaktır kendinde. (Ağrıyınca Kar Yağıyor, s.40) Buna göre, özlem, sürekli gitmektir ?gitmekte olmanın sürekliliğidir?; ama, aynı zamanda, sürekli durmaktır ?durmakta olmanın sürekliliğidir------ nasılsa içiçe durur bu iki durum : hep gitme ile hep durma... Bu da' bir çelişme değil:- Özlem, gitmiş bir durmadır ? Özlem, durmuş bir gitmedir...
- Özlem, şimdi, özleyenin, özlenenin kendisini özlemesini isteyen duygudur ? özleyenin özlenen; özlenenin özleyen olmasını isteyen duygu:- "Şimdi, burada, birlikte" diyen duygu...
- Özlem, örneğin, işitmeyeceğini bildiğin birisine ? yalnızca ona; ama, kendi kendine? "Neredesin?" diye seslenmendir.
- Özleyenin (senin; Özlem Çeken'in) en büyük korkusu, özlenenin, uzağa gitmişken; özleyenden uzaktayken (sen onun yanında yokken), 'başına birşey gelmesi'dir. Bu yüzden, günlük dilde, ayrılış sırasında, ayrılan kişilerin biribirlerine söyledikleri sözlerde, bu 'uzaktalık'tan duyulan endişe yansır:- "Kendine dikkat et." "Merak etme." "Kendine iyi bak." "Hoşçakal.? "Sağlıcakla git." "Allaha ısmarladık." "Güle güle." "Tanrı korusun." "Sağlıcakla kal." "Allaha emanet ol." vb. Bir de, sevilen giderken, ayrılırken; seven, özleyecek olan, özlenecek olanın 'arkasından su döker':- "su gibi git, su gibi gel"
- Canetti?nin temellendirmesiyle : "Seni bekleyen birisi varsa, gerçekte yalnız değilsindir."...
- Özlem, ne ?yalnızca? sen, ne ?yalnızca? ben dir ? özlem, biz dir. Özlem biz iz.
- Özlem, her şeyi kaplayan boşluktur.